" Sana inanamıyorum, ne dediğinin farkında mısın?"
" Ne o yoksa burada kalmamı istemiyor musun?"
" Tabi ki kalman benim için sorun değil ama kalmamalısın, sen nişanlı birisin, nişanlının bundan hoşlanacağını sanmıyorum. Ben olsaydım başkasının evinde kalmana asla izin vermezdim"
Yanıma yanaşarak dibime kadar geldi, ayakları ayak parmaklarıma değiyor nefesi yüzüme vuruyordu. Başımı biraz daha kaldırıp gözlerine baktığımda yutkunmak zorunda hissetmiştim kendimi, ne ben çekiyordum bakışlarımı ne de o ama kısa bir an daha böyle kaldıktan sonra
" Ben yatıyorum" deyip sıyrıldım yan tarafından, odama girdiğimde kendimi yatağın üzerine sırt üstü atarak tavanı seyretmeye başladım. Sanki az evvel kalbim teklemiş gibi gelmişti. Parmak uçlarım hafifçe karıncalanmış, ağzımın içi kurumuştu ya da ben öyle olduğunu sanıyordum. Kafam nedensizce karışmıştı işte ve şimdi de kendimi bir tuhaf hissediyordum. Ellerimi başımın altına koyup düşünmeye devam ederken kapım hafifçe tıklatıldı ama ben daha gir bile demeden açıldı. Soner bana bakarken yerimden doğrulacağım sırada hızla yanıma gelerek aynı benim gibi kollarını başının altına koyarak yanıma uzandı
" Özlem"
" Efendim"
" Hiç mi kimseyi sevmeyeceksin?"
Başımı yan çevirerek tavana bakan yüzüne bakmaya başladım o bana bakmıyorken bakmak daha iyiydi sanki...
" Bilerek, isteyerek asla sevmeyeceğim. Ama aşkta böyle bir şey değil ki zaten kim önceden hesap edebilir ki... Yalnızca sevmemeyi dilerim, dilerim ki gönlüm atmasın yabancı biri için, dilerim ki kalbim durmasın bir yabancı için, dilerim ki nefes almakta zorlanmayayım bir başkası için"
Bana doğru döndü başını boynuma doğru uzatıp kulağını şah damarıma dayadı, ellerim titremeye başlamıştı, neden bu kadar yakınlaşmıştı ki
" Soner" dedim kısık çıkan sesimle " Ne yapıyorsun?"
Yüzünü bana doğru yavaşça çevirdiğinde burnunun ucu ve dudakları yanağıma sürtünmüştü ve kanımı donduracak bir şey olmuştu, saniyeler evvel kalbim hızlanmış sonra da tamamen durmuştu sanki boğazımdan çıkmakta zorlanan nefesim ağzımın içini yakmaya başlamıştı...
" Seni bu kadar özel kılan damarlarında ki kana işlemiş olan aşk olmalı, yemin ediyorum bu kadar sevilsem, birisinin ciğerlerine işleyebileceğimi bilsem, ahhhh Özlem ah"
Yüzünü yüzümden uzaklaştırmıyor derin bakışlarla bakarak karnıma sancı gibi bir şeyin girmesine neden oluyordu
" Soner biraz uzaklaşsan"
Karanlıklar bürümüş göz bebeklerini benim gözlerime öylesine odaklamıştı ki bir an kekeler gibi oldum
" Neden?" dediğinde ise hepten konuşamamıştım ama o ısrarla cevap bekliyordu nefesi yüzümü yalayıp geçerken
" Biraz geri çekilirsen ikimizde daha rahat ederiz"
" Benden rahatsız mısın Özlem"
Adımı ondan ilk defa bu kadar kısık sesle duyuyordum, adım sanki başka biri tarafından böyle seslendirilmemişti hiç...
" Senden değil ama yanlış bu yaptığın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
General Fictionİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...