Ah soner, hasta mı olmuştun yoksa başına kötü bir şey mi gelmişti? Gerçi İrfan Soner sadece hastalandı diye apar topar İzmir'e gidecek değildi her halde, offf ne olmuş olabilirdi ki... Trafiğin açılmaması üzerine diğer sürücüler gibi ben de arabadan neler olduğuna bakmak için indim, ciddi olmayan sadece hasara dayalı böyle bir kaza için beklediğime inanamıyordum, bir an önce gitmeli ve onun yanında olmalıydım.
İçimi delen duygularla neler yapabileceğimi düşünürken arabayla gitsem çok geç kalacağımı biliyordum, hemen Seher hanımı aradım
" Özlem, sen beni aramazdın her şey yolunda mı?"
" Aslında pek yolunda sayılmaz yardımına ihtiyacım var"
Kadının sesi artık endişeli bir hale bürünmüştü olanları kısaca anlatarak hangi hastanede olabileceklerini öğrenmesini istedim ve bana bir bilet ayarlamasını şu anda bunla uğraşabileceğimi sanmıyordum. Seher hanıma ki ona yalnızken sadece adıyla hitap ediyordum bilet için hemen bir saat sonrasına yardımcı olmuştu. Şimdi de hastaneyi araştırıyordu ama on dakikadır beklediğim telefon hala gelmemişti. Bu arada çekici gelip kaza yapan aracın birini almış ve yolun açılmasını sağlamıştı. Doğruca hava alanına doğru sürerken nihayet telefonum çalmaya başladı
"Evet, buldun mu?"
" Buldum Soner'in evine on beş dakikalık mesafede özel bir hastanedeler ama sana söylemem gereken bir şey var"
Hava alanına girmek üzereydim ve öğreneceğimi öğrendiğim için kısa bir teşekkür ederek onun ne söyleyeceğini dinlemeden kapattım telefonu, aklım fikrim Soner'deydi...
İzmir de Fatma teyzeyle gezmeye çıkmam iyi olmuş Soner'in evinin yerini kolayca bulabilmiştim. Hastaneyi de bulmam bu sayede daha kolay olduğundan taksiye kolayca tarif edebilmiştim gideceği yeri...
Hastanenin önüne geldiğimde apar topar adama parasını ödeyip indim telaşım bir an olsun dinmediğinden nefes nefese kaldığıma hayıflandım içten içe...
Hastanenin içine adım attığımda asansörün içine giren İrfan ve Osman amcayı gördüm ama sesleneceğim kadar yakında değillerdi. Adımlarımı hızlandırıp asansörün önüne gidip hangi kata çıktıklarını öğrenmek istedim ama önüme aniden çıkan çocuklu anneye çarpmamak için kenara çekildiğimde duvar dibinde duran oturma koltuklarının demir ayağına ayakkabımın topuğu takılıp kırıldı.
Büyük bir sinir ve üzüntüyle kırılan topuğumdan kafamı kaldırıp baktığımda asansörün dördüncü katta durduğunu gördüm ama ben binene kadar diğer asansör de dolmuştu. Kırılan topuğuma tekrardan sinirle bakıp ayakkabımı çıkardım ve topallaya topallaya merdivenlere yöneldim. Çabuk olmaya çalışarak dördüncü kata çıktığımda derin bir soluk aldım ve yüzümün önüne yığılan saçlarımı acele bir hareketle geri attım.
Sağ tarafa baktığımda Osman amcayı üzgün yüzüyle bir odanın kapısında gördüğümde diğer yöne bakmaya gerek bile görmeden tek ayakkabılı ayağım ve elimde ki kırık topuklu ayakkabıyla koşmaya başladım.
" Osman amca" diye seslendiğimde üzgün gözlerine bir de şaşkınlık eklenerek baktı bana, hemen yanına vardım ve elini tuttum, açık kapıya bakarak
" Neyi var Soner'in? Ne oldu ona? İyi mi?"
Adamcağızın cevap vermesini bile beklemeden odaya daldım ilk görebildiğim üzgün yüzlü İrfan'dı beni görünce ayağa kalktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Fiksi Umumİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...