Sinirlerim bozulmuş gülmemek için kendimi sıkmaya başlamıştım. Bir şey demeden odama çıkıp kendimi yatağın üzerine bıraktım. Tavanda ki süslemeleri izlerken niye hala gülümsediğimi biliyor bir yandan da kendime esefle kızıyordum.
Ne kadar kızsam da gülümsemekle ağlamak arasında ki ince çizgide dolanıyordum. Soner ben rahat edeyim diye Buket'i geride bırakmaya razı olmuş ve hiç düşünmeden onu aramıştı. İçimde inkar edilemez bir mutluluk baş gösterirken bir yanda da yine gözlerimin kenarlarından yatağın üzerine birkaç damla yaş dökülmeye başlamıştı.
Ellerimin tersiyle yüzümü kurulayıp doğruldum ve büyük bir hızla dolabı boşaltıp çantamı doldurdum. Bu kıyafetler orada yetmezdi ama bir saatte kendime birçok yeni giysi alabileceğimi düşünerek bunları kafamı takmamaya çalıştım. Kendime kızsam da yine mutluydum işte, nedeni konusunu kendime itiraf etmekten kaçınmam kalbimin hissettirdiklerini bastıramıyordu.
Koşar adımlarla saçlarımı düzeltip hızlıca dişlerimi fırçaladım, çantamdan Soner'in benim için almış olduğu parfümü çıkarıp önce havaya sıkarak kokladım sonra da üzerime sıktım. İçeriye geçip çantamı alarak onun gelip beni almasını beklemeden kapıyı açarak koridora adım attım, acaba odada beklesemiydim diye düşüne düşüne odasının kapısı tıklattım, kapıyı açtığında bir elinde çantası bir elinde ceketi vardı. Öyle güzel gülümsedi ki omuriliğimden aşağıya sıcacık bir şey aktı adeta, içimdeki keyfi ona belli etmemek adına kuru bir gülümseme sundum sadece ve birlikte asansöre doğru ilerledik. Ceketini giydiğinde benim çantamı da kendisi aldı. Asansörün aynasından bana baktığını görüyordum, yanıma biraz daha sokulup
" Çok güzel kokuyorsun" dediğinde de ağzımın içi kurumuş birkaç saniye cevap veremeyecek kadar afallamıştım, Allahım ne diyebilirdim ki şimdi ben
" Teşekkür ederim" dediğimde kısık sesle güldü halime ve birlikte duran asansörden çıktık...
Telefonumu alıp internetten İzmir'de ki otelleri araştırırken ne yaptığımı sordu
" İş yerine yakın mevkideki otellere bakıyorum"
"Neden?"
" Üç gün boyunca kalacağım rahat bir yere ihtiyacım olduğundan olabilir mi acaba!!"
Sözlerime bana bakmadan gülmüştü
" Seni gerçekten evim varken otele yollayacağımı düşünüyor olamazsın"
" Tabi ki otelde kalacağım, hem Buket hem de Sinan artık bana farklı gözle bakmaya başlayacaklar yoksa"
Direksiyonu tutan elleri bembeyaz olmuş çenesi gerginleşmişti
" Bunca yıl bir kere hesap sormadığım Buket sana hesap soracak olursa ona gereken cevabı ben veririm! Ayrıca o Sinan'ın sana bakışlarını hiç beğenmiyorum, onunla da konuşma zamanı geldi de geçiyor bile"
" Saçmalama Soner! Sevdiğin kadının kalbini benim için kırmaya gerek yok"
" Asıl sen saçmalama, ben bu kadar iradesiz mi görünüyorum, verdiğim kararların hesabını veren bir tip olsaydım bu üç yılın acısını ilk olarak Buket'ten çıkartır sonra da aileme tüm bu yaşattıklarım için hesap verirdim. Ben sustuysam herkes susacak ben geri planda durduysam bunca yıl herkes duracak! Yanımda bir kadın varsa buna hesap sorabilecek en son kişi Buket ve abisidir. Bir gün olsun Sinan'a senin kardeşin benimle nişanlı o Tekin denen adamla görüşmesine neden göz yumuyorsun demedim. Bir gün olsun Buket'e Tekin'le görüşme demedim. Şimdi eğer benim evimde bir misafir kalacaksa bu sadece beni ilgilendirir anlıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Narrativa generaleİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...