" Yemekten sonra karşıya geçip biraz alış verişe ne dersin" dedim.
Sinan ne göstersem alıyordu havlular, nevresimler, tabaklar hatta iki tane tablo bile seçmiştik. Büyük bir halı mağazasına girdiğimizde koltuk rengine uygun olarak iki büyük halı yatak odasına da iki parça daha almıştık. Mutfak nasıl diye sorduğumda Sinan gülerek ben hatırlatmasam aklına bile gelmeyeceğini söylediğinde mutfağada seçerek tamamlamıştık.
Arabaların başına geçtiğimizde ikimizde gerçekten çok yorulmuştuk. Teşekkür ederken bana biraz yaklaştığında öpeceğini anladığımdan arabanın kapısını açmak için arkamı döndüm hemen
" Benim için de zevkti güle güle kullan" dedim ve yola çıktım. Eve yaklaşmama daha çok vardı aksi gibi trafikte sıkışmış durumdaydı. Çalan telefonumu ekrana bakmadan kulağıma götürdüm
" Efendim"
" Özlem ben İrfan eve geldim ama yoktun, şarjım çok az her an telefonum kapanabilir sana haber vermek istedim. Biz Melanie ile İzmir'e gidiyoruz, hastaneden aradı...."
Telefon kapanmıştı. Şok içinde elimde ışıkları sönen telefona bakıyordum. Kime ne olmuştu?
Aman Allahım Soner'e bir şey olmuştu. Bütün vücuduma ter bastığında nefes alamaz gibi oldum, camları sonuna kadar açarak Melanie'yi aradım, kapalıydı.
İrfan'ı tekrardan aradım kapalıydı. Soner'i aradım o da kapalıydı.
Evet, kesin ona bir şey olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
General Fictionİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...