" Antalya'da seni bekleyenin var mı?" dediğinde hepsi susmuş benden cevap bekliyorlardı. Soner tüm dikkatini doğrultan bakışlarla bana baktığında ben bakışlarımı ondan kaçırıp bana soruyu soran Sinan'a bakarak cevap verdim.
" Hayır yok, anne ve babamdan başka bekleyenim yok"
Aldığı cevapla gülümsemesi büyüyen Sinan'a rağmen Soner sandalyesinde geriye yaslanmıştı. O an çalmaya başlayan şarkıyla gözlerim hemen büyük perdeye kaydı. Ekranda Hayalet filminden kareler dönmeye başlarken şarkı da devreye girdiğinde susarak perdeyi izlemeye başladım.
Ahmet öldüğünde bir ay boyunca bu filmi izleyerek ağlamış bir umut onu görebilmeyi dilemiştim. O kadar istememe rağmen rüyalarımda bile görmemiştim, bu film beni çok ama çok yakmıştı o zamanlar. Bütün kemiklerim sızlardı bu şarkıyı her dinlediğimde, zamanla filmini her izlediğimde fena olmaya başladığımdan izlemeyi bırakmıştım.
Ekrana benim gibi büyük bir dikkatle bakmaya başlayan Soner bakışlarını bana döndürdüğünde ne düşündüğünü seçemedim, seçemedim çünkü gözlerim öyle dolmuştu ki göz kapaklarımı bir kırpsam yanaklarımdan aşağıya dökülecekti damlalar...
Telefonumu elime alarak hızla ayağa kalktım " İzninizle" deyip önümü zar zor gördüğüm büyük adımlarla uzaklaştım masadan. Lavaboya gitmeyi bir an düşünsem de restoranın ön tarafında kalan terasına gittim yanıma kimse gelmesin diye... Açık havaya çıktığımda derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım, ne yapsam gözlerimden akan yaşları durduramıyordum. Buz kesmiş titreyen parmaklarımla telefondan Melanie'nin numarasını bulup aradım. Açmıyordu bir türlü ve o açmadıkça ben daha çok telaş yapıyordum, şu an onun beni sakinleştirmesine ihtiyacım vardı. En sonunda açtığında atıldım hemen
" Melanie ben çok kötüyüm"
" Ne oldu canım sana, biri bir şey deyip üzdü mü seni yoksa eğer o Buket'se seni üzen onu mahvedeceğim"
Tatlı sesi histeri krizimin içinde bile gülmeme neden oldu ama sonra yine ağlayarak söylendim
" Hayır o yapmadı, çalan şarkı yaptı"
" Şarkı mı? Bebeğim sen yemekte değil misin?"
" Burada çalan şarkı beni mahvetti Melanie, yüreğimi yaktı"
" Hangi şarkıymış o"
" Hayalet filminin şarkısı"
"Ahh"
O da ne demek istediğimi anladığını sanmış benim adıma üzülmüştü
" Öyle değil işte Melanie, ben o şarkıyı Ahmet öldüğü ilk zamanlar dinledim sürekli, filmini neredeyse binlerce kere izledim ama sonra beni üzüntüden kahrettiği için izlemeyi bıraktım"
" Tabi şimdi şarkıyı tekrar duyunca anıların canlandı değil mi?"
Diğer elimin tersiyle akan yaşlarımı silerek konuştum
" Ahh Melanie bu sefer öyle olmadı, bu sefer beni yaralamadı. Anlıyor musun? Şarkı bu sefer sadece hüzünlü bir şarkı gibi geldi bana ama Ahmet'i hatırlatmadı. Yani yani ben artık çalan şarkılarda bile Ahmet'i hatırlamıyorum"
![](https://img.wattpad.com/cover/68517581-288-k370790.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK SEN MİSİN?
Fiction généraleİki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şe...