Simay'dan
"Okulum ne olacak hiç düşündün mü?"
Alaycı bir sırıtış gönderdi bana.Sanki komik birşey demişim gibi gülümseyerek başını iki yana salladı.Az önce ona ikram ettiğim acı ve şekersiz kahvesinin fincanını oynayaraktan gözlerini bana dikti.
"Sanki ders dinliyormuş gibi birde konuşuyorsun.Felsefe dersini sevmediğini ikimizde biliyoruz.İki ay boyunca keyfine bak işte."
Kaşlarımı şaşkınlıkla havaya kaldırıp "Sen benim hakkımda ki herşeyi nereden biliyorsun?" dediğimde bugünkü Nisa olayını da çözmeye çalışıyordum.Uraz bildiğin kapalı bir kutu gibiydi.Ama onu çözecektim şu iki ay içinde.Sonucu ne olursa olsun.
"Sen şu ufacık şeye şaşırdıysan benim hakkımda ki herşeyi bilmek seni öldürür be güzelim."
Gözlerimi devirip ellerimle oynamaya başladım.Kendini beğenmiş salak!
"Demek istediğim tam olarak o değildi.Benim devamsızlık sayım dört ve eğer liseye gittiysen bilirsin devamsızlık sayısı on gün.Bence diyorum ki ben burada iki gün durayım sonra da herkes kendi yoluna." dedim son cümlemi sırıtarak söylerken.Şu halime bak?!Resmen beni kaçıran adamla oturmuş şantaj yapıyordum.Hah kim inanır ki?Saçmalık...
Uraz duruşundan ödün vermeyerek gözlerini benimkilere sabitledi."Sen çok mu kitap okuyorsun acaba?"
Gözlerimi devirip 'Sende çok mu biliyorsun acaba?' dememek için zor tuttum kendimi.Sorduğu soruyu es geçerek tekrar bir soru yönelttim ona.
"Benden tam olarak ne istiyorsun?"
Bunu sormayı az önce hedeflemiştim ancak araya kahve faslı falan girince bu da kaynayıp gitmişti.Sorunun cevabını az çok tahmin ediyordum ancak sonumun Ilgaz gibi olmasından korktuğumdan kendime bile söyleyemiyordum.
Bakışları koyu ve yoğun bir hâl alınca ne yapacağımı bilemedim.Ellerimin terini sürekli bana bol gelen eşofman altına silip durduğumdan tikli gibi duruyordum.İki göz kırpsam tam olacaktı yani.
Korku beynime ve kalbime işlemişken artık bu çocuktan korkmamam gerektiğini anlıyordum.Çünkü zararsız gibi duruyordu.Yüz ifadesi bunu anlatsa da gözleri bunun tam aksini söylüyordu.Kapkaranlık ve ürkütücü..."Baban olacak o şerefsize oyun oynamayı ve tabi seninle."
Alev alan bir ateşi anında söndürdüğünde ki ses gibi çıktı Uraz'ın sesi.Tıslar gibi...Babamdan nefret ettiği o kadar belliydi ki.Onu eline versen bir kaşık suya ihtiyacı olmadan boğacaktı.Kafamdaki saf düşünceleri bir kenara bırakıp Uraz'ın dediklerine odaklandım.
"Neden ben?" dedim düz ve tıslar bir sesle.Tahammül sınırlarım aşılmış gibiydi.Ona kuru bir ton gönderdiğim için pişmanlık duymuyordum.Bazen cidden haketmiyor değildi.Beni kaçıran biriyle şen şakrak konuşacağımı falan düşünmemeliydi.
"Neden sen?Ahh evet hiç kolay sorular sormadığını tahmin etmiştim.Ama cevabını bildiğini de tahmin etmiştim." dedi sırıtarak.Bu çocuk ne kadar da değişkendi böyle?Az önceki hali ve tavrı birden gitmişti.
"Ya kabul etmezsem?" diyerek bir teori koydum ortaya.Tek kaşını kaldırıp "Sence öyle bir şansın var mı?" dediğinde dudaklarımı büzüp düşünürmüş gibi yaptım.Bakışlarımı tekrar onun kahvelerine sabitlediğimde sırıtarak "Bence öyle bir şansım var." dedim yürek yemiş gibi.
Tek kaşını kaldıran Uraz "Emin misin?Bende bence bir düşün derim." dediğinde alayla sırıtmaya başladım.Benimle oyun mu oynamaya çalışıyordu şimdi de??Peki öyle olsun...
Cesaret ne kadar çok olursa benim buradan ve Uraz'ın saçmalıklarından kurtulmam o kadar iyi olur.Az biraz cesaret.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İntikam (TAMAMLANDI)
Teen FictionUraz ve Simay... Kaçırılmayla başlayan aşka zorluklar bariyer kurabilecek mi?? Engelli mesafeleri aşarak kendi yollarına devam eden iki gencin hikayesi... Sizin hayat hikayenizden biraz farklı olan bu kitabı açarak okumaya başlayın!! Tüm hakları yas...