Klüp 2

4.3K 210 14
                                    

Tekrardan merhabalar genç okurcuklar!... Bu bölümde geçenki klüp bölümünün ikinci partı... Lütfen okumaya devam edin ve her zaman dediğim gibi; diğer kitabım olan Hapishane Kaçkını'nı okuyun ve bir diğeri ise eller kollar yıldıza!!!!⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️😘😘😘👏🏻👏🏻👏🏻

Simay'dan

"Kız kaç yaşında?"

Klübün önünde korumanın sorgu memuru gibi bize sorduklarını cevaplıyorduk ama Uraz bu durumdan hoşlanmamış bir şekilde ağzının içinde küfür ediyordu.

Kimlikteki yaşım önemli olduğundan direkt "On sekiz." dediğimde Uraz elimi sıkıca tutarak adama diktiği çenesiyle baktı.

"Şu kapının önünü boşalt yoksa birazdan yapacağım şeyler hiçte hoş olmayacak." dedi sert bakışlarının yanındaki buz gibi sesiyle.

Adam ızbandut gibiydi ve yığınca kas vardı. Tek kaşını kaldırarak Uraz'a baktığında "Asıl sen kapının önünü boşalt, patron bu tür şeylerden hiç hoşlanmaz." dedi.

Uraz sert ifadesinden hiç ödün vermeyerek "Kim lan senin patronun?" dediğinde adam kollarını göğsünün üzerinde birleştirerek kıstığı gözlerini Uraz'a sabitledi. Ne kadar da dediğim dedik birşeydi ya! On sekiz yaşındayım dediğim halde içeri alınmıyordum!

"Uğur Can, bana tanımadığını söyleme?" dedi adam alaycı ses tonuyla. Adamın arkasından bir tane daha ızbandut çıktığında bu kişinin kel olduğunu ve daha sert durduğunu farkettim. Bir dakika! Bu Uğur Can dediği kişi bizim sınıftaki Uğur Can olabilir miydi?? Yok canım daha neler?? Biz gele gele onun klübüne mi gelmiştik?? Gözlerimi Uraz'a çevirdiğimde hala çattığı kaşlarıyla adama bakmaya devam ediyordu.

"Sende sakın beni tanımadığını söyleme?" dedi Uraz ve bunu söylemesiyle birlikte sonradan gelen ızbandut gözlerini irileştirerek bize hesap soran ızbandutun kulağına birşeyler fısıldadı. Adamın gözleri şokla açılırken hemen ceketinin düğmesini iliklemeye başlamıştı bile... Kim bilir aklında neler kurguluyordu??

İkiside kenara açılarak bize yol verip "Pardon Uraz Bey, buyurun içeri geçin. İyi eğlenceler." dediğinde Uraz elimi sıkıca tutmaya devam ederek içeri girdi. Bende arkasından... Uraz ızbandutun yanından geçerken sert bir yumruk darbesini adamın suratına indirdi. Yerimde zıplarken adam inleyip eliyle Uraz'ın vurduğu yeri tutuyordu.

"Adam ol pezevenk." dedi Uraz ve içeri doğru adımlamaya başladı. Izbanduta omzumun üstünden bakarak dil çıkardığımda adam yutkunarak gözlerini kaçırmıştı. İşte bu keyfimi yerine getirmişti...

İçeri geçtiğimizde dans eden bütün bedenlerin birbirine olan temasları gözümden kaçmamıştı. Resmen terden yapış yapıştı hepsi ama bunu umursayan yok gibiydi. Nefesimi pis içki kokusuyla harmanlanmış sigara ve ter kokusuna kapattım. Resmen nefessizlikten ölecektim! Oksijen yok muydu burada ya?

Büyük bir locaya oturduğumuzda ellerimiz birbirinden ayrılmıştı ve bu sayede oturduğumda elbisenin yukarı sıyrılmasıyla ortaya çıkan bacaklarımın üstüne koydum birleştirdiğim ellerimi. Bir nevi bacaklarımı saklıyordum.

Uraz kasılıp durduğumu farketmiş olacak ki homurdanarak ceketini çıkardı ve dizlerime örttü. Gözlerimi kaldırarak ona baktığımda "Bir daha bu elbiseyi giyme." dedi başka yönlere bakarak. Bende barmenin olduğu kısma bakarak "Peki giymem." dedim. Müzik slow çalıyordu ve bu resmen ortada kuduran manyakları sakin bir havaya sokmuştu. Kapıdan bizim dörtlü girdiğinde yüzüm utançla kavruldu. Neler yaşamıştık be? Hepsinin yüzüne bakabileceğimi sanmıyordum. Özelliklede Burak ve Akın! Nisa'ya her türlü bakardım. Ama o kızılı benzeteceğim anı dört gözle bekliyordum. Bizi görmeleri için Uraz elini havaya kaldırdı ve onların görmelerini sağladı.

Tatlı İntikam (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin