Tatlı İntikam (TAMAMLANDI)

Seni Seçtim

Simay'dan

Bulutlara sordum 'alır mısınız beni aranıza?" diye.Cevaplamak yerine üzerime üzerime içlerini boşalttılar. Gözlerimi bu kez güneşe çevirdim.

'Senin yanında aydınlanabilir miyim?' diye ancak o da karararak cevap vermedi bana. Tutulmuştu bugün güneşin dili, o da istememişti beni.

Yıldızlara ve aya sordum.'Alın artık beni yanınıza da oradan parıldayarak insanların dilediklerine umut olayım.'

Ama onlarda ışıklarını söndürerek sırt çevirdi bana. Gecenin ıssız sokağındaki karanlığa sordum. Cevap karanlığın ta kendisi olan Uraz'dan geldi.

'Sen benim meşalemsin ve seni yanıma alarak bu karanlık yolu aydınlatacağız.'

Okuduğum kitaptan başımı kaldırıp karşımdaki koltukta sigarasının dumanını odaya üfleyen Uraz'a baktım. Kaşlarını ciddi bir iş yapıyormuşçasına çatmış, gözlerini kısmış ve ince uzun parmaklarının arasına kıstırdığı ucundaki külü döküldü dökülecek sigarasını dudaklarına götürüp derince bir nefes çekti tazecik ciğerlerine.

Dumanı başını koltuktan geriye atarak üflediğinde ne kadar cool göründüğünün farkında mıydı acaba?

"Bende içmek istiyorum."

İsteğim üzerine bana bakma gereksinimi bile duymadan "Hayır." dedi kesin bir dille. Neden herkes bir kızın içmesine izin verirken bu Uraz izin vermiyordu?

Elimdeki kitabı okumayıp hayal kurduğum halde okuyormuş gibi yapmıştım ve en eğlendiğim kısımda bu oluyordu. Kitabı sehpaya koyup Uraz'ın yanına vardım. Ağlamaktan şişmiş gözlerimi kısık gözlerine dikerek bana odaklanmasını sağladım.

"İçmek istiyorum dedim."

Başını bile kaldırmadan gözlerini kapattı. Bana bakmaya cesaret mi edemiyordu anlamıyordum ki?

"Bende hayır dedim."

Gözlerim Uraz'ın yan tarafında duran zigon sehpanın üstündeki pakete kaydı. Tam eğilip alacağımda Uraz'ın eli bileğimi kavramıştı. Gözlerimi ona çevirdim.

"Sen laftan anlamaz mısın?"

Dudağımı yukarı kıvırıp "Gördüğün gibi hayır." dediğimde gözlerini devirip bitirdiği sigarasını kül tabağına bastırıp söndürdü. Elimi atacağım paketten bir dal sigara çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi ve çakmağı elime tutuşturdu. Ben ona aval aval bakarken o ağzındaki sigarayı işaret ederek "Hadi yak." dedi.

Bileğimi elinden kurtarıp sigarasını yaktım ve gözlerine bakmaya başladım. Derin bir nefes çekip sigarayı parmaklarının arasına aldı ve ayağa kalkarak elimden tutup beni balkona çıkardı.

Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamamam ortada safoz gibi dolanmama neden oluyordu.

Balkonun demirine arkasını yaslanıp tam önünde duran bana gözlerini kısarak baktı ve "İçmek istiyor musun?" dedi şüpheli bir sesle.

Başımı dik tutarak "Evet, istiyorum." dediğimde dudaklarını yukarı kıvırıp "O zaman bu yapacağım şeye katlanacaksın." dedi. Ne yapacağını kestiremediğim bir anda sigaradan derin bir nefes çekti. Ben sigara dalını beklerken elinin birini enseme koyup beni hızla kendine çekti. Sigarayı dudağından çektiği anda dudaklarımızı birleştirdi. Şu an bu yaptığımız neydi? Öpüşüyor muyduk?

Dudağımı araladığımda Uraz ağzındaki dumanı üfledi ve benim boğazımı yakan bir duman haline getiren öksürüklerin oluşmasını sağladı. Geri çekildiği anda öksürdüm hafif hafif ve elimi yelpaze şeklinde tutup kendimi az önceki olaydan sonra rahatlatmaya çalışıyordum. Sigara böyle mi içilirmiş ya? Saçmalık!