Selamlar canlarım...
HAYDUT isimli kitabımı da bir okursanız çok sevinirim. O kitapta acayip güzel. Bir bakın derim. 😉Hepinize iyi okumalar diliyorum...
Bu arada kitabı bir de Uraz'ın ağzından dinleyelim, ne dersiniz?? 😉😉
******~~~~~~******
Uraz'dan
Kâr mı, zarar mı?
Kimsenin bilemeyeceği bir işi yaparak ben kâr mı elde ediyordum zarar mı?Sırf zenginliğime biraz daha zenginlik katıp Selim ve Kerim piçini alt etmek için şu Haluk Derin'in ağız kokusunu çekiyordum. Eh baba ben sana bunun hesabını sonra sorarım. O istemişti böyle olmasını, o kızı kaçırmamızı... Hep onun istediği olmuştu ama ben reşit olduktan sonraki isteklerinin pekte önemi kalmamıştı. Evdeki hüküm giydirebildiği tek insan annemken bana yaptıklarımdan ötürü pek bulaşmıyordu. Babamın mesleğini devralma gibi bir durum söz konusuydu benim için. Büyük bir şirketimiz var, Korkut Holding...
Adı gibi diğer firmaları da korkutuyorduk ancak bizden bir alt kademede çalışan Acar Holding'in hain planları sayesinde bizden pek tırstıklarını söyleyemeyeceğim. Kerim Acar babası öldükten sonra şirketin başına geçmiş. Kardeşi Selim ise doktor olduğundan sadece yarı payı kadar hisse alıyordu. Servet avcıları gibi davranmaları ara ara canımı sıksa da benim işime burnunu sokmaları daha fazla canımı sıkıyordu.Bu durumda benim en üst seviyedeki Derin Holdingle anlaşmam şarttı. Zaten imzalamam gereken yerlere imzamı atmıştım ve anlaşmayı yapmıştım. Bu iş üzerinde paramıza para, gücümüze güç katıp Selim piçinin karşısına çıkacaktım. Ve onu yerden yere vurup kardeşim Ilgaz'a yaptıklarının hesabını ödetecektim.
Elimdeki su şişesini evirip çevirip düşünüyordum. Boğazımın kuruduğunu hissettiğimde şişeyi çevirmeyi bıraktım ve şişeye bakmaya başladım. O küçük kız benim şişemden su içmişti. Ne kadar da inatçı bir kızdı? Kaç kere git dediysem gönderememiştim evine ama sonunda evine postalamıştım. Tabi buralarda durup kıyıda köşede beni gizlice izlemiyorsa...
Şişenin kapağını yavaş bir şekilde açtım ve yavaş bir şekilde de dudaklarıma götürüp suyu içtim. Çilekli bir tat alıyordum ve bu çok güzeldi... Parlatıcısının çilekli olduğunu bilmem gülümsememe yol açtı.
"Neye sırıtıyorsun birader? Burası uygun bir ortam değil düzgün davran."
Şişeyi dudaklarımdan çekip gülümsememi yüzümden sildim ve kaşlarımı çatıp benimle salak salak konuşan Akın'a diktim sert olduğunu umduğum bakışlarımı.
"Sana ne lan, işine baksana sen."
"Pardon abi hemen."
Akın'ın sözleriyle gözlerimi devirdim ve benimle birlikte yanımda oturan Burak'a diktim gözlerimi. Çok sert olması bazen benim işime yarıyordu. Aslında böyle değildi Burak. Çok dengesiz değildi mesela, Akın gibi değildi kısacası. O salak patavatsızdı ve ulu orta sertlik taslar ardından da cıvıtırdı. Tıpkı o inatçı kıza vurup sonunda sırıtması gibi...
Burak Ilgaz öldükten sonra tıpkı benim gibi kendini kaybetti. Hiç kimseyle doğru düzgün konuşmadığı gibi önüne gelene sert ve soğuk davranıyordu. Onu kardeşim gibi gördüğüm için Ilgazla birlikte olmasına izin vermiştim. O Ilgaz'ı çok seviyordu tıpkı Ilgaz'ın da onu çok sevdiği gibi. Ben ikisininde abisiydim ve bunu çok net bir şekilde hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İntikam (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilUraz ve Simay... Kaçırılmayla başlayan aşka zorluklar bariyer kurabilecek mi?? Engelli mesafeleri aşarak kendi yollarına devam eden iki gencin hikayesi... Sizin hayat hikayenizden biraz farklı olan bu kitabı açarak okumaya başlayın!! Tüm hakları yas...