◆ Fifty One

1.7K 106 22
                                    

Justin ile Riley'in aralarındaki aşkı fazla yazamadım, olaylar bende kalmasın. Sizler de şahit olun istedim ve aralara serpiştireyim dedim.

Geriye Dönüş Başlangıcı

Riley Aidh'in ağzından:

Sıkıcı bir dersin ardından kendimi güç bela kantine atabilmiştim.

Bir şişe su alarak kitaplarımı bırakmak için dolabımın yanına ilerledim.

Dolabımın önünde bekleyen kız, arkası dönük bir vaziyette duruyordu. Kitaplarımı dolabın içine bırakmam için önce onun çekilmesi gerekiyordu.

Beni fark etmesi için hafifçe öksürdüm.

Bana doğru döndüğünde, yüz hatları gerildi.

"Dolabımın önünde duruyorsun." Biraz yana kaydı. Ona aldırmadan, ne kadar gerilmesinin sebebini merak etsem de, şifremi girdim.

Yayılan parfümü, genzime dolup ciğerlerimi yaktığında, bu kokuyu hiç bir zaman unutamayacağımı biliyordum.

Justin," dedim yutkunarak. "O kız gibi kokuyorsun."

Kalbim kasıldı. Yavaşça ona baktım. Bana bakıyordu.

"Bir problem mi var?" Neden gözlerini benden ayırmadığını merak ettim.

Justin, ona dokunmuştu. Onu öpmüştü. Hiçbir şey bu kadar canımı acıtmamıştı. Şu an Justin ile sevgili olabilirdim, ama bu bir zamanlar onunla birlikte olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Kıskançlık hissi boğazıma kadar tırmandı.

"Riley sen misin?" Diye sordu. Dolabımla uğraşmayı yarıda keserek ona döndüm.

"Evet," kollarımı karnımda birleştirdim. "Riley, benim."

Duruşunu dikleştirerek beni süzdü. Boyu, giydiği topuklular sayesinde benden uzundu.

"Aslında seninle konuşmak için bekliyordum." Kaşlarımı çattım. Benimle ne konuşmak isteyebilirdi ki? "Ne hakkında?"

Yüzüne gerçekçi olmayan bir gülümseme koydu. "Justin hakkında." Midem kasılırken, dişlerimi sıktım. Kalp atışlarım hızlanmıştı.

"Ne olmuş ona?" Bir kahkaha attı. Sinir burnumdan soluduğum nefese bile karıştı.

"Hiçbir şeyden haberin yok, değil mi?" Sakin kalmaya çalıştım.

"Ne saçmalıyorsun?" Kıvırcık tutamlarını uzun tırnakları yardımıyla geriye attı.

Bana doğru eğildi. "Bizi rahatsız ettiğin günü hatırlıyor musun?" Yüzü nefretle kasıldı. Esmer teninin arasından beyaz dişlerini sergiliyordu.

"Her şeyin içine ettiğin günü hatırlıyor musun?" Yeşil gözleri kızarmıştı. Amacı neydi, nereye varmaya çalışıyordu merak ediyordum.

"O günü bozmuş olabilirsin, ama biz bununla yetinmedik." Sırıttı. Kan beynime sıçrarken onu burada öldürmek istedim.

"Ben de, bir insan en fazla ne kadar orospu olabilir diye düşünüyordum." Onu omuzlarından ittim, bir iki adım geriledi. "Ne yapmaya çalışıyorsan lafı dolandırma."

"Çok safsın." Nefretle yüzüme doğru fısıldadı. "Seni ayakta uyutuyor haberin bile yok." Sırıttı.

"Sana," yüzüne doğru tısladım. "Lafı dolandırmamanı söyledim."

J ◆ BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin