ON BİRİNCİ BÖLÜM / 2.KISIM

5.9K 562 57
                                    



                         ON BİRİNCİ BÖLÜM / 2.KISIM

ELA

"Afiyet olsun hanımlar!"

Kerim'in neşeli sesiyle yerimde zıplayıp, arkamı döndüm.Onu gördüğüm an, kahkahamı tutamadım.

"Ne oldu Ela?" diye sordu adam şaşkınlıkla.

"Bu gün kardeş gibi giyinmişiz." dedim ve ince hırkamın altındaki tişörtü işaret ettim.Kerim'in de üstünde aynı benim gibi soluk bir kot, nefti yeşil bir tişört ve beyaz spor ayakkabılar vardı.O da güldü:

"Eh, gözlerimiz de aynı renk zaten.Ama kardeş olmamız en son isteyeceğim şey doğrusu."

İması kızarmama yol açtı, ama sesimi çıkarmadım.Fatoş abla:

"Sen de kahve içer misin Kerim?" diye sorup, "evet" cevabını alınca, içeriye girdi.

Kerim karşımdaki koltuğa yerleşti:

"Gecen nasıl geçti Ela?Uyuyabildin mi bari?" diye sordu.

"Aslına bakarsan, çok iyi uyudum.Keman beni sakinleştirdiği için, önce biraz çaldım, sonra ise hiç ummadığım kadar derin bir uyku uyudum."

"Biraz havanın da etkisi vardır.Burada ben de çok iyi uyurum.Korkmadın ya?"

"Başta biraz tedirgin oldum.Burası o kadar ıssız ki.Şehrin alıştığımız gürültüsü ve ışıkları olmayınca, sanki hiçliktesin.Tuhaftı, biraz da ürkütücüydü, ama korkacak bir şey olmadığını biliyordum tabi."

"Evet.Burası insanı farklı hissettiriyor.Sanki kendinle baş başa kalıyorsun.Ben de zaten tam da bu yönünü seviyorum."

"Sen nasıl bir gece geçirdin peki?" diye merak ettim.

"Vallahi benim gecem çok verimli geçti.Uzun süredir bir türlü toparlayamadığım bir bestem vardı.Tıkanıp kalmıştım.Dün gece eve döndüğümde gitarı elime almamla, mucize gibi, kendiliğinden baştan sona aktı gitti.Bir anda kusursuz bir hale geldi."

"Sevindim.Nasıl olduğunu biliyorum, benim de başıma geliyor böyle tıkanmalar."

Fatoş abla Kerim'in kahvesini getirdi ve benim fincanımı alıp dikkatle içini inceledi.

"Ela hanım, yüreğiniz pek kabarmış.Bak, buraya kocaman bir kahır çökmüş, ama geri kaymaya başlamış bile.Altından yarımay çıkmış.Ay'ın doğması hanendeki kötülüğün temizleneceğini haber eder.Bir dolu kuş uçmuş, güzel müjdeler alacaksın.Ha bak, burada bir aslan var ki, elinde kılıç seni korur.Bir de yol var, çatallanmış, bir kolu tıkalı, öbür koldan gidersen aydınlığa çıkarsın.Bu kadar.Zati pek bir bildiğim yok."

"Daha ne olsun Fatoş abla, gayet güzel bildin.Ağzına sağlık.Teşekkür ederim."

Hem şaşırmış, hem de eğlenmiştim, ama kadın gerçekten de bilmişti,belki "aydınlığa çıkarsın" derken de haklı çıkardı.

"Hayrolsun Ela hanım.Ben gidip, yemeğe girişeyim.Bir istediğiniz var mı?"

"Yok ablacığım, kolay gelsin." dedi Kerim. Sonra bana döndü:

"Bugün ne yapalım Ela? Bak, bu yörede görülecek çok güzel yerler var.Mesela Türkiye'nin en büyük feneri olan Şile feneri var, ama tabi onu gece görmek daha güzel olur.Bence Onbir göller vadisine gidelim, oradaki Hacılı şelalelerinin şimdi en coşkun zamanı.Hem pikniğe de çok uygun oralar.Ne dersin?"

ELA'YA  KARŞI  ELALAR  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin