ALTINCI BÖLÜM 1.KISIM
KERİM 22 MAYIS
Kulüpten içeri girdiğimde kulaklarıma klasik batı müziğinin rock tarzında düzenlenmiş notaları doldu.Keman sesi yükselince, istemsizce biraz evvel hayran olduğum kızın hayali tekrar beynime süzüldü.Salona adım attığım an yanımda beliren garsona: "Yörünge" grubunun masası" dedim.
"Tabi efendim.Hoş geldiniz Kerim bey! Şöyle buyurun lütfen." Diyen garson beni sahneye yakın masalardan birine yönlendirdi.Adamın peşine düşerken bakışlarım sahneye takıldı.Ve o an dünya durdu.Yani, tabi bütün dünya değil, ama benim dünyam kesinlikle durdu.Son bir saattir bir türlü aklımdan çıkaramadığım, daha bir dakika önce hayalini kurduğum kız , tam karşımda, sahnede keman çalıyordu.Bir an gözlerim kızdan başka bir şey görmedi, ne yanında çalan diğer orkestra elemanlarını, ne ilerideki masada kendi arkadaşlarımı,ne de diğer müşterileri algılayabildim.Dünyam küçülmüş, küçülmüş, sadece karşımdaki genç kızdan ibaret kalmıştı.Akşam üzerinde gördüğüm ceketi çıkarmış, bordo renk mini elbisesiyle, zarif vücudu ve tatlı yüzüyle o kadar hoş görünüyordu ki,onu oradan indirip omzuma attığım gibi herkesten kaçırmak geldi içimden.
"Kerim bey, iyi misiniz efendim?" Garsonun sesi en sonunda uyuşmuş beynime ulaştı ve anlamlı bir cümle kurabildim.
"Evet, iyiyim, teşekkür ederim."
Tanrım, neler oluyordu? Bu kadar kısa bir sürede daha ne kadar aptallaşabilirdim?Silkinip çocukların yerini aldıkları masaya doğru ilerledim.Usulca boş sandalyeye çöktüm ve tam o sırada sahnedeki grup parçasını bitirdi.Yükselen alkışların arasında bizimkilerin "doğum günü çocuğu" ile ilgili esprilerini aceleyle savuşturdum.Bekleyen garsona bir kadeh beyaz şarap siparişi verip arkama yaslandım.Diğer elemanların önündeki sert içkilere karşın, benim alkol konusundaki kurallarım bir bardak şaraptan ötesine izin vermiyordu.Nedeni basitti aslında – her nedense bünyem alkolü kaldırmıyordu ve çok azı bile körkütük sarhoş olmama sebep oluyordu.Bu durumun iyi mi, yoksa kötü mü olduğuna tam olarak karar vermiş değildim.Çocuklara eşlik edemediğim için sürekli alaylarına maruz kalıyordum, ama onları frenleyip şoförlüklerini yaptığım için de memnundular aslında.En azından ertesi gün başım ağrımıyordu.
"Sanat sokağında Ramiz amcalara mı uğradın? Diyen Cemil'in sorusuyla masadaki sohbete odaklandım.
"İhtiyarları ben de özledim.Bilsem ben de seninle gelirdim."
"Aslında planlı bir şey değildi.Kulübün oraya yakın olduğunu fark edince, gidip bir merhaba demeye karar verdim.Selamları..."
"İyi akşamlar çocuklar! Çok mu geç kaldım?"
Sözlerimi bölen melodik ve işveli ses hepimizin şaşkınlıkla kafalarımızı çevirmemize neden oldu.Menajerimiz Nil tüm ihtişamıyla masamızın başında dikilmiş, kışkırtıcı elbisesiyle göz kamaştırıyordu.Getirilen sandalyeye garsonun yardımıyla yerleştikten sonra:
"Ne o? Dilinizi mi yuttunuz?İşte sürpriz buna denir! Yine de davetsiz gelmek zorunda kaldığım için kırılmadım değil.Doğum günü partisi ısrarımdan zaten vazgeçmiştim.Ama küçük kaçamağınızı benden gizli tutamayacağınızı bilmeliydiniz.Benim de kaynaklarım var."
"Vallahi Nil, senden gerçekten korkulur." Dedi Can.
"Ben zaten gerçekten korkuyorum."Altay çocuk gibi yüzünü buruşturup bardağını kafasına dikti.Nil dahil hepimiz gülüştük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELA'YA KARŞI ELALAR ("YÖRÜNGE" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceDört genç adam..."Yörünge" rock grubunun parlak çocukları...Ama hayat hikayeleri ve aşklarıyla,aynı zamanda bizden birileri onlar... Kerim ve Ela... İki çift ela göz, umut ve aşka tutunarak,ön yargı ve güvensizliğe karşı amansız bir savaş vermek z...