OTUZ İKİNCİ BÖLÜM

4.1K 462 57
                                    

SEVGİLİ ARKADAŞLARIM, YOLDAŞLARIM, CANLARIM! DÖRT MAYISTA "ELA"NIN TANITIMINI YAYIMLADIĞIMDAN BU YANA GEÇEN DÖRT AYDA ,DİLE KOLAY, TAM 38 BÖLÜM YAYIMLAMIŞ OLDUM(BAZI BÖLÜMLER İKİ KISIMDAN OLUŞUYORDU).VE EVET, EMEK VERDİĞİM DOĞRU, AMA BUNUN KARŞILIĞINDA İNANILMAZ GÜZEL İNSANLARLA TANIŞIP, PAHA BİÇİLMEZ DOSTLUKLAR KURDUM.BU NOTUMU, O ÇOK NEFRET ETTİĞİM POLİTİKACILARIN KONUŞMALARINA DAHA FAZLA BENZEMEDEN;)), BURADA SONLANDIRIYORUM,AMA ÖNCE HEPİNİZE TEŞEKKÜRLER EDİYOR VE "HAYATIMA  HOŞ GELDİNİZ"DİYORUM.KEYİFLİ OKUMALAR...


                         OTUZ İKİNCİ BÖLÜM

ELA

Karşımdaki aydınlık ve güzel yüzlü adama bakıyorum.Ağzına bir parça ekmek ve çatalına batırdığı bir küp peyniri götürüyor ve üzerine bir yudum çay içiyor.Gözlerim dudaklarına takılıyor ve aklım dün geceki ateşli öpüşmemize kayıyor.Kerim beni şaşırtarak , kendimizi kaybetmemizi nazikçe önlemiş ve henüz hazır olmadığımı sonradan idrak ettiğim adıma giden yakınlığımızı sonlandırmıştı.Bunu başarabilmenin onun için ne kadar zor olduğunun farkındaydım ve sevgilimin derin anlayışı ve ihtiyaçlarımı benden bile iyi çözmesi, ona olan güven ve aşkımı her geçen günle arttırıyordu.

Sabahın geç saatlerine kadar uyumuştuk ve mutfağa girdiğimizde Fatoş ablayı, bütün tezgah ve mutfak masasını kaplayan hazır ve yarı hazır yemekler arasında içli köfteleri yetiştirmeye çalışırken bulmuştuk.Patates salatasından piyaza, Kerim'in çok sevdiği rus salatasına kadar, türlü mezeler servis tabaklarında süslenmiş, hazır bekliyordu.Börekler ve tatlıların yanı sıra , zeytinyağlılar da masanın üzerinde iştah açıcı bir manzara oluşturmuştu.Izgaraya atılmak üzere köfteler ve soslanmış tavuk bagetler menüyü tamamlıyordu.

"Fatoş abla, kolay gelsin!Sen ne zaman kalktın, ne zaman hazırladın bu kadar şeyi?Burada bir orduyu doyuracak kadar yemek var."diye cıvıldamıştım hayranlıkla.

"Sağ olasın Ela.Elim çabuktur, yemek yapmayı da severim.Hem bu yemekler anca yeter.Çocuklar her şeyi silip, süpürürler, hepsi de iştahlı maşallah."

"O senin marifetin ablam! Hepsi senin yemeklerine bayılıyor."diyerek kadının omuzlarını sardı Kerim.

Fatoş ablanın bize kahvaltı hazırlama teklifini reddettim ve bir tepsiye biraz kahvaltılık bir şeyler yerleştirdim.Kerim de kupalara çay koydu ve verandada sade bir kahvaltı yapmak üzere Fatoş ablayı hazırlıklarıyla baş başa bıraktık.

Yüzüme en masum ifadeyi yerleştirip:

"Şu sürpriz konusunda ufacık bir ipucu da veremez misin sevgilim?"diye sızlandım.

Kerim güldü:

"Ela, sen dün gece meraktan uyumamış da olabilirsin galiba,ha sevgilim?"

Ben de güldüm, ama yanaklarım ısındı.Kerim ayağa kalkıp geldi ve beni kucakladığı gibi etrafında döndürmeye başladı.Çığlık ve itirazlarım kahkahalarımıza karıştı:

"Benim hem meraklı, hem mahcup sevgilim!Sen bir tanesin!Seni çok seviyorum!"diye neşeyle dudaklarıma bir öpücük kondurup, başım iyice dönmeden beni yere bıraktı.

"Gelecek olanlar benim çok sevdiğim, senin de seveceğini umduğum kişiler.Onlar da seni merak ediyorlar."diye bana kıyamayıp, istediğim ipucunu ucundan kıyısından paylaştı.

Ve kimi bekleyeceğimi bilmiyordum, ama saat yarıma doğru Fatoş ablanın verandaya getirdiği üç kişiyi görünce, zihnimde bir tahmin belirdi.Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle son derece güzel ve narin bir genç kız, ışıldayan masmavi zeki gözlü, çıtı pıtı orta yaşlı bir kadın ve yine orta yaşlarda sarışın, uzun boylu bir adamdan oluşan aileyle tanıştığımda, tahminimde yanılmadığımı anladım.Bunlar Kerim'in annesi Seda'nın ahretliği Emine, eşi Hasan ve kızlarından küçüğü olan Melek'ti.Hoşgeldin faslı sırasında Kerim gururla:

ELA'YA  KARŞI  ELALAR  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin