ON BEŞİNCİ BÖLÜM

5K 485 54
                                    

SEVGİLİ ARKADAŞLARIM, BU AKŞAMKİ BÖLÜMÜ TEK BAŞINA YAYIMLAMAK OLMAZDI...BU YÜZDEN DAYANAMADIM, 16.BÖLÜMÜ DE HEMEN ARDINDAN YAYIMLADIM.


                      ON BEŞİNCİ BÖLÜM

Kolejin üçüncü sınıfının sonlarına doğru Ela arkadaşlarının arasında henüz erkek arkadaşı olmayan belki de tek kızdı.On yedinci yaşın deli dolu kaygısızlığıyla kızlar dalga geçiyorlardı:

"Ela'cığım biz kaç sevgili eskittik, sense eline erkek eli değmeden kuruyup gideceksin."

Aslında Ela zarif güzelliğiyle bir çok kalp fethetmiş, bir çok arkadaşlık teklifi almıştı, ama piyano dersleri neredeyse tüm boş zamanlarını kaplıyordu ve daha da önemlisi şimdiye kadar hoşlandığı

biri olmamıştı.Etkilenmek istiyordu Ela,özel biri olsun, ilgi duysun istiyordu.Ne var ki arkadaşlarının ısrarlı teşviklerinden kurtulmak için, biraz da merakından, sonunda pes etti ve çoktandır peşinden ayrılmayan son sınıflardan Tufan adında yakışıklı bir çocuğun teklifini kabul etti.

Tufan'ın annesi Ela'nın babasının orkestrasında müzisyen, babasıysa öğretmendi.İyi bir çocuğa benziyordu, ama çok fazla ortak yönleri yok gibiydi ve zaten genelde ders aralarında kafeteryadaki kısa sohbetlerle yetiniyorlardı.Yalnızca bir defa Tufan kızı sinemaya davet etmiş ve ışıklar sönünce beceriksizce elini tutmaya çalışmıştı.

Ela arkadaşlarından bir ilişkinin bundan farklı olması gerektiğini biliyordu tabi, ama daha fazlasına zamanı da, isteği de yoktu.Yine de Tufan mahcup bir şekilde:

"Ela, yarın doğum günüm var.Gelirsen çok mutlu olurum." dediğinde çocuğu reddedemedi.

Ertesi akşamüzeri, elinde hediye olarak aldığı deri kemerin süslü paketiyle, Tufan'ın tarif ettiği apartman dairesinin zilini çalıyordu.

Kapı neredeyse anında açıldı ve Tufan Ela'yı içeriye davet etti.Kızı şaşırtan sessizlik, Tufan'ın kapıyı kilitlemesiyle, ürkütücü bir hal aldı.

"Herkes nerede?" diye sordu Ela titrek bir sesle.

"Herhalde evlerindedirler." Tufan'ın o her zaman nazik, iltifatlar yağdıran sesi değişmiş, zehir gibi bir alaya bulanmıştı.

"Neler oluyor? Bu da ne demek Tufan?" Ela'nın tüm vücudu kasıldı ve titremeye başladı.

"Bu demek oluyor ki, güzel kuşum, şimdi seni bir güzel becereceğim.

Aynı o şerefsiz babanın anneme yaptığı gibi."

Çocuğun gözleri tuhaf bir şekilde parlıyor, nefesinden buram buram alkol kokusu yayılıyordu.Ela bağırmak için ağzını açmaya teşebbüs ettiği an, Tufan eliyle sertçe dudaklarına bastırdı ve cebinden çıkardığı kravatı kızın ağzından geçirip, başının etrafında iki kere sarıp, sıkıca düğümledi.

Ela'nın gözlerinden durmaksızın dalgalar halinde yaşlar boşanıyor, deli gibi çırpınmaya çalışıyordu.Hazırlıklı olduğu belli olan Tufan

iki elini önünde birleştirip, ikinci bir kravatla bağladı ve kızı itekleyip, salondaki kanepeye fırlattı:

"Ne oldu?Sesin kesildi galiba Ela hanım?Aylar önce ben de eve erken gelip annemi babanın altında inlerken yakalayınca, onun da sesi böyle kesilmişti.Ve bana söz vermişti, bir daha babanla olmayacaktı.Ama orospuluğa devam etmiş ve şimdi babam da öğrenmiş.Şu anda boşanıyorlar.Duyuyor musun? Bo-şa-nı-yorlar...

ELA'YA  KARŞI  ELALAR  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin