OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM
ELA
"Sayın yolcular,lütfen kemerlerinizi bağlayınız.Birazdan Adana havaalanına doğru inişe geçeceğiz.Hava sıcaklığı..."
Hostesin anonsu beni irkiltti.Yaklaşık bir saattir kafamı koltuğa yaslayıp,gözlerim kapalı, geçtiğimiz gecenin görüntülerinde kaybolmuştum.
Baloda çok güzel vakit geçirmiştik.Doyasıya danslar,arkadaşlarla sohbetler etmiş,neredeyse sürekli gülmüştük.Etrafımızda bir çok kişinin Kerim'i tanıması,gelip ondan imza istemesi ve kızların onu meraklı ve aç gözlerle süzmelerinin beni tedirgin etmesi dışında,fazlasıyla eğlenmiştik.
Gecenin sonunda önce benim evime gidip, üstümü değiştirdikten sonra, önceden hazırladığım bavulumu alıp, Kerim'in evine geçmiştik.Kısa süreliğine gibi görünse de,ayrılacak olmamızın tedirginliğini yatakta sıkıca birbirimize sarılıp, uzun uzun fısıldaşıp öpüşmekle azaltmaya çalışmıştık.Uyuduğumuzda hava neredeyse aydınlanıyordu,ama sadece birkaç saat uykuyla yetinmek umurumuzda bile değildi.
"Sabiha Gökçen"de beni yolcu ederken:
"Babana hazmetmesi için biraz zaman tanı istersen sevgilim.Kendin söylemiştin, yirmi yıllık hayalleri yıkılacak sonuçta."diye son kez beni uyardı Kerim.Belli ki olabilecek tatsızlıklardan beni korumak istiyordu.
"Tamam aşkım.Dikkatli ve sabırlı olacağım.Ama onun da makul olması gerekiyor.Sen de kendin söylemiştin, bu benim hayatım diye."
Aslında Kerim'in kaygıları yersiz değildi.Gerçekten de beni bekleyen yüzleşme oldukça zorlu geçeceğe benziyordu.Bu yüzden babamla konuşmayı mümkün olduğunca geciktirip, son güne bırakmaya niyetlenmiştim.Cumartesi günü Umut'un mezuniyeti vardı,dolayısıyla Pazar günü konuşmak için en uygun olabilirdi,zaten ertesi gün de İstanbul'a dönecektim.Bu düşündüklerimden anneme de bahsedip, onun da onayını almıştım.
Adana'nın küçük havaalanına indiğimizde,tanıdık kuru sıcağın bedenimi sarmasına zevkle izin verdim.Ama yine de kısa bir yürüyüşten sonra terminalin serinliğine ulaşmak gerçekten rahatlatıcıydı.Bavulum için bagaj bandına yaklaştığımda, birden birilerinin arkamdan sarılmasıyla zıplayıp, çığlık attım.Umut'un kahkahaları çığlığımı yuttuysa da , ben ağzımı açıp bir şey söyleyene kadar, annemin onun hemen arkasında belirip, gereken fırçayı atması,benim de gülmeme sebep oldu:
"Oğlum, büyüdükçe aklın başına geleceğine, başka taraflarına gidiyor anlaşılan.Kızın ödünü kopardın.Hoş geldin hayatım."diyerek bana sarılıp, öptü.Beklerken biraz hoş beş ettik ve bavulum önümüze gelip,Umut'un onu almasıyla, çıkışa yöneldik.
"Anneciğim,keşke bu sıcakta gelmeseydin buraya kadar."dediğimde,annem:
"Canım, burnumda tütüyorsun Ela.İstanbul'da hiç konuşamadık, koklaşamadık annem, sabırsızlandım işte."deyip, sıkıca belime sarıldı.
Eve vardığımızda Umut bavulumu benim odama götürdü, ben ve annem ise salona girdik.Babam okuduğu gazeteyi sehpaya bırakıp ayaklandı ve:
"Merhaba baba."dediğimde bana sarılıp, mesafeli bir:
"Hoş geldin kızım."demekle yetindi.
Annemin:
"Ben bir çay koyayım."deyip mutfağa geçmesiyle baba kız koltuklarda karşılıklı oturarak, baş başa kaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELA'YA KARŞI ELALAR ("YÖRÜNGE" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceDört genç adam..."Yörünge" rock grubunun parlak çocukları...Ama hayat hikayeleri ve aşklarıyla,aynı zamanda bizden birileri onlar... Kerim ve Ela... İki çift ela göz, umut ve aşka tutunarak,ön yargı ve güvensizliğe karşı amansız bir savaş vermek z...