YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

4.2K 433 27
                                    


                     YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

13 YIL ÖNCE / MERSİN

Kerim bir anda irkildi ve doğrulup oturdu.Uykunun verdiği sersemlikten sıyrılıp, onu neyin uyandırdığını anlamaya çalıştı.Tam o sırada kapı zilinin ısrarlı çalınmasıyla yerinden sıçrayıp, zorlukla bacaklarını yataktan aşağıya sarkıttı ve terliklerini aramakla vakit kaybetmeden, kapıya doğru seğirtip, otomata bastı.Hava daha tam aydınlanmadığı için ışığı açıp, koridordaki duvar saatine baktı.Sabahın beşiydi.Gözlerini ovuşturdu ve kendine gelmeye çalıştı.Bütün gece huzursuz bir şekilde uyumuş, birkaç defa kalkıp, annesini kontrol etmişti.Her seferinde onu aynı derin uykuda görmek biraz olsun rahatlamasını sağlamıştı.Bir de babası için endişelenip durmasaydı...İyi miydi acaba?Orada rahat uyuyabilmiş miydi?

Merdivenlerden gelenlerin ayak sesleri duyulduğunda kapıyı açtı.Amcasını, Kemal amcasını ve Emine teyzesini görmek içini ısıttı ve biraz gevşemesini sağladı.Üçünün de yüzleri yorgun ve keyifsizdi, ama yine de çocuğa yüreklendirici bir şekilde gülümseyip, sırayla sıkıca sarıldılar.

Misafirler salona geçince Emine:

"Kerim, ben önce annene bir bakayım oğlum, sen de bu arada bir çay koyuver.Sonra oturup, konuşuruz."diye durumu düzene sokmaya girişti.Çocuk mutfağa gidip çayı ocağa yerleştirdi ve o da annesini merak ettiği için yatak odasına girdi.Emine teyzesi yatağın baş ucunda durmuş, uyuyan annesinin yüzünü okşuyordu:

"Ah, canım ahretliğim, daha çekeceğin çileler varmış, ama her şey düzelecek kardeşim.Yanında kapı gibi kocan var.Sen yeter ki iyi ol.Sakın kendini bırakma.Bak, ben de yanındayım artık."

Kadın usulca fısıldarken, yanaklarından iri gözyaşları iniyordu.Kerim'i fark edince toparlandı, yüzünü silip, çocuğun omzuna sarıldı ve odadan çıkardı.Salona girdiklerinde Emine:

"Kahvaltı mı istersiniz, yoksa bir iki saat uyuyacak mısınız?diye sordu.Cevap Kemal'den geldi:

"Bence şimdi kahvaltı edelim, sonra Kerim bize olanları anlatır, iki saat sonra da çıkarız.Mustafa abi önce hastaneye gidip, Salih'in durumunu öğrensin.Ben de karakola gidip,Kadir'le görüşürüm.Eğer Salih kendine geldiyse, polisler zaten ifadesini almışlardır.Bu durumda bir an önce mahkemeye gidilir ve tutuksuz yargılanmak üzere Kadir'i serbest bırakırlar.Zaten ölüm tehlikesi yoksa, büyük ihtimalle birkaç ay verirler, onu da para cezasına çevirirler.Hadi, sen de sakinleş artık Kerim.Çok gergin görünüyorsun evlat.Babana en kısa zamanda kavuşacaksın."

"İnşallah."diye umutla mırıldandı Emine.

Kemal amcasının sözleri Kerim'i gerçekten de biraz kendine getirdi, aynı zamanda kafasında bir dolu soru belirmesine yol açtı.Ama ağzını açıp bir şey soramadan Emine teyzesi onu mutfağa çekiştirdi ve beraberce kahvaltı hazırlığına giriştiler.

Kahvaltıdan sonra herkes koltuklara yerleşti ve amcası Kerim'den olan biteni ayrıntılarıyla anlatmasını istedi.Çocuk olayları elinden geldiğince sakin bir şekilde aktarmaya çalışsa da, yer yer sesi titreyip çatladı.Özellikle de babasını kelepçeleyip götürdükleri kısımda durup yutkunarak, sözlerini zorlukla tamamladı.

Ortaya çöken sessizlikte Kerim daha fazla dayanamayıp:

"Kim bu Salih?Siz de mi onu tanıyorsunuz?Neden oğlu olduğumu söyledi?"diye atılıp, aklını kurcalayan soruları peş peşe sıraladı.

ELA'YA  KARŞI  ELALAR  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin