ELA'YA KARŞI ELALAR ("YÖRÜNGE" SERİSİ 1) (Tamamlandı)

YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM

                   YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM

ELA

Villaya vardığımızda ortalık tahmin ettiğimden daha sakindi.Yolda Kerim ve Cemil koruma ve güvenlik kameralarının sayısındaki artışı falan konuşmuşlardı, ama anlaşılan henüz gelen giden yoktu.

İçeriye girdiğimizde Resmiye hanım tarafından güler yüzle karşılandık ve onun deyişiyle "küçük salon"a yönlendirildik.Salon bana göre gayet normal büyüklükteydi, ama belli ki davetler veya partiler için bir yerlerde daha büyüğü de vardı.İçerisi çok sade hatlı, buna karşın göz alıcı renkleri olan mobilyalarla döşenmişti.Can ve Nil'in hararetle konuşarak oturdukları koltuklar yeşilin çarpıcı bir tonundaydı.Üzerlerinde ise sayıları sonsuz gibi görünen, renkleri ise şaşırtıcı bir şekilde birbirine uyum sağlamış, nefti yeşilden lacivert ve mora,hatta bordoya kadar uzanan rengarenk yastıklar serpiştirilmişti.İlginç olan ise salonun havasının rahat,ama aynı zamanda canlı ve enerji dolu olmasının tam da evin sahibini başarılı bir şekilde yansıtmasıydı.

Bizi görünce Can hemen ayaklanıp, ellerini bana uzattı:

"Hoş geldin Ela.Nasılsın?Provan nasıl geçti?"diye ilgiyle sordu.

"Teşekkür ederim Can.Provalar iyi gidiyor.Sen nasılsın peki?"diye içtenlikle yanıtladım.

"Ben de iyiyim.Nil'le tanışmamıştınız, değil mi?"

Nil dağınık topuz yapılmış gür sarı saçları,hafif dolgun vücudu ve delici bakan mavi gözleriyle beni soğuk bir ilgiyle süzüp, yavaşça yerinden doğrulurken, şıklığı ile göz kamaştırıyordu, ama bütün bunların beni ürkütmesine izin vermedim.Hafifçe gülümseyip, sakin bir şekilde elimi uzattım:

"Ela ben.Nasılsın Nil?"

Nil'in kaşları şaşkınlıkla yukarı kalktı:

"Teşekkür ederim Ela.Sen nasılsın?"derken sesi mesafeliydi.

Oturduğumuzda Can örnek bir ev sahibi edasıyla:

"Bir şeyler içer miydiniz?Yada aç mısınız?Galiba aramızda kimse öğlen yemeği yemedi.Valla ben de kurt gibi açım,ama isterseniz şimdilik şöyle çayın yanında bir şeyler atıştıralım.Akşama bir şey kalmadı zaten, sonra doğru düzgün bir akşam yemeği yeriz.Ne diyorsunuz?"

Cemil başını olumlu bir biçimde salladı.Yanıma oturup, kolunu omzuma atmış olan Kerim ise ikimizin adına:

"Tamam."dedi.

Can dışarı çıktığında Nil:

"Altay'dan haber aldınız mı?Bir şeyler yapabilmiş mi?"diye sordu.

Kerim:

"Yoldayken aradık.Şu baş komiserle görüşüyordu.Dönüşte de Ela'nın evine uğrayıp, öyle gelecek."diye kadının merakını giderdi.

Cemil:

"Korumalarla kamera işi ne oldu?"diye sorunca,Nil:

"Korumalar her an burada olabilirler.Kameralar için de Can buranın güvenlik sistemini kuran şirketle görüştü.Onlar da hemen geleceklerine söz verdiler."diye bilgi verdi.

Can tam yanımıza dönmüştü ki, telefonu çaldı.Açıp konuştuğunda yeni korumaların gelişlerinin haber verildiğini anladık:

"Orhan, vardiyaları ayarla ve ayrıca her saat başı iki kişi villanın çevresinde tur atsınlar.Birazdan yeni kameraları kuracak şirketten elemanlar gelecekler.Yeni kameraları eskilerin aralarına uygun mesafelerle takıldıklarından emin ol.Her gelenin kimliğini de dikkatle kontrol et, şüpheli bulursan, şirketten teyit iste."diye direktiflerini sıraladı,gerektiğinde ciddiyetini takınabileceğini böylece ispatlayan davulcu.