ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / BİRİNCİ KISIM

5.9K 529 45
                                    

MERHABA SEVGİLİ ARKADAŞLARIM, BUGÜN YENİ YAŞIMIN İLK GÜNÜ VE BÜTÜN O GÜZEL DİLEKLERİNİZE TEŞEKKÜR ETMEK İSTEDİM.İKİ UZUNCA BÖLÜMÜ HAFTA SONUNUZU DAHA KEYİFLİ KILMASI TEMENNİSİYLE HUZURLARINIZA SUNUYORUM.;))).


                        ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / BİRİNCİ KISIM

ELA

İlker adındaki genç irisi koruma beni eve birkaç sokak kala bir taksi durağında indirdiğinde, saat öğlenden sonra üçe geliyordu.On beş dakika sonra evimin kapısından girdiğimde derin bir nefes aldım.Bütün o klişeler gerçekten doğruydu.Nereye gidersen git, insanın evi gibisi yoktu.Selvi henüz gelmemişti, ama bugünkü programına göre birazdan burada olurdu.

Soyunup dökündüm ve akşama ne giyeceğime karar vermek üzere gardırobu açıp, seçeneklerimi gözden geçirdim.Klasik siyah giymek istemiyordum, fazla resmi görünürdü.Eleye eleye, elektrik mavisi, hoş bir dekoltesi olan, usturuplu bir mini seçtim.Ne çok seksiydi, ne de fazla şirin, gecenin amacına uygun bir şekilde hoş ve şıktı.Gümüş bantlı sandaletler ve onlara uygun el çantası, gri bir yazlık ceketle bu akşamki kıyafet seçimim tamamlanmıştı.Topuklarımın yüksek olması beni ayrıca memnun etti, çünkü uzun boylu ve yapılı olan Kerim'in yanında yarım porsiyon misali sırıtmak istemiyordum.Onun yanında güzel ve ona layık görünmek istiyordum.

Düşüncelerimin yine başıboş bir yöne kaymasını önlemek için annemle sabahki konuşmamı anımsadım.Babam hala sakinleşmemişti, ama bu akşamki yemeğin görüntüleri yarın yayınlanacağı için, onunla konuşmak şart olmuştu.Annem her zamanki gibi, beni esirgemek adına bu görevi gönüllü olarak üstlenmişti.Yarın sabah kahvaltıda babama göstermelik "söz"den bahsedecekti.Bütün umudum, babamın bu işin yakında sonlanacağına inanarak biraz durulmasıydı.

Kapının açılıp kapanmasıyla Selvi'nin geldiğini anladım ve hemen girişe koştum.Arkadaşımı özlemiştim:

"Hoş geldin Selvi'ciğim!"

"Asıl sen hoş geldin!" diyerek bana sarıldı kız.

Onu dosdoğru mutfağa sürükledim ve kahve yapmaya koyulduk.

Masaya oturup kahvelerimizi yudumlarken, ona hiçbir şeyi atlamadan, bütün olan biteni anlattım.Bitirdiğimde Selvi'den ses çıkmadı.

Yüzüne baktığımda dalgın ifadesi beni şaşırttı:

"Ne düşünüyorsun Selvi?"

"Vallahi Ela, samimi olmam gerekirse çok şey düşünüyorum...da, sen samimi olmamı ister misin?"

"Aşk olsun Selvi!Bana her şeyi açık açık söyleyebileceğini biliyorsun.Bunun benim iyiliğim için olacağının farkındayım.Hem sen dışarıdan tarafsız bir gözle bakıyorsun ve olayları daha net görebilirsin.Benim kafam o kadar karışık ki, işin içinden çıkamıyorum."

"Peki, öyle olsun, ama sonra mızmızlanmak veya küsmek yok.Yani,

güzel arkadaşım, anlattıklarından yola çıkarak diyebilirim ki sen bu adamı öyle bir çarpmışsın ki, sana cidden deli gibi tutulduğundan eminim.Ama bak, bu eleman, adam gibi adam görünüyor, hani biz kızların, arayıp da bulamadıklarından.Resmen talih kuşu.Sana gelince: Kerim şöyle,Kerim böyle derken, gözlerin ışıl ışıl, yanaklarında da gelincikler açıyor.Yani, buz prensesimizden eser kalmamış.Sence bu neye benziyor?"

"Ah Selvi, sen yanlış anlamışsın.Bu olaylar beni çok gerdi ve hala önümde zorlu bir süreç var.Yüzümde gördüklerin de bunun stresindendir mutlaka."

ELA'YA  KARŞI  ELALAR  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin