ELA 22 MAYIS
Keyifle gerinip duruyordum.Değil yataktan fırlamak, gözlerimi açmak için bile acelem yoktu.Böyle bir mutluluğu haftada ancak iki gün yakalayabiliyordum.Bu cumartesi de o günlerden biriydi,hatta daha da iyisi, bugün aynı zamanda benim doğum günümdü.Sonunda tek gözümü aralayıp, komodinin üzerinde duran ufak dekoratif saate baktığımda ,tahmin ettiğim gibi neredeyse öğlen olduğunu gördüm.Aslında fazla uyumamıştım,zaten yattığımda saat üç gibiydi.Cuma ve cumartesi geceleri seçkin bir gece kulübü olan "Karam"da grubumla sahne alıyordum.Yaptığımız müzik biraz karmaydı –klasik caz,rock,modernize edilmiş klasik batı müziği ve günümüzün popüler şarkıları, ancak o kadar tutulmuştu ki neredeyse üç senedir oranın demirbaşı olmuştuk.Tabi bunun için çok çalışıyorduk, hala repertuarımızı zenginleştirmek için her pazar öğlenden sonra prova yapıyorduk."Karam"ın sahibi Mehmet Kara tüm grubu el üstünde tutuyordu, ama arada bir, incelikli bir şekilde bana karşı özel ilgisi olduğunu da belli etmekten geri durmuyordu.Bu çabasına asla karşılık vermemiştim.Mehmet bey yakışıklı ve kibar bir gençti, ama çapkının önde gideniydi, yani tam da uzak durduğum erkek tipiydi.Hoş, bugüne kadar, arkadaşlarım hariç, yakın durduğum bir erkek tipi de yoktu henüz benim için...
Düşüncelerim başucumda yankılanan tatlı melodiyle bölününce, gözlerimi mutlulukla açtım.Anneme yakıştırdığım yumuşacık, ruhumu okşayan arama müziği, onu o kadar güzel yansıtıyordu ki...Sabırsızlıkla telefona uzandım:
"Anneciğim !"
"Doğum günün kutlu olsun bir tanem! İyi ki doğdun ve hayatıma anlam kattın!"
"Ah anne, hayatıma bütün anlamları katan sensin.Seni seviyorum!"
"Ben de seni seviyorum hayatım.Hep böyle sağlıklı ve hayallerini gerçekleştirecek kadar güçlü ol.Ve her zaman yanında olduğumu unutma."
Gözlerimde biriken yaşları durdurmak için yutkundum.
"Teşekkür ederim anneciğim! Bunu hiç unutmuyorum.Mezuniyette buradasınız, değil mi ?"
" Tabi kızım.Peki sen sonra bizimle Adana'ya gelebilecek misin?"
"Evet.Şimdiden ayarladım bile.En az bir hafta kalırım.Doğrusu Adana'nın sıcağını bile özledim." Annem hevesle yanıtladı:
"Çok sevindim canım.Bol bol hasret gideririz."
"Anlaştık.Seni kocaman öpüyorum.Görüşmek üzere."
"Kendine dikkat et Ela'm! Ben de çok öpüyorum kızım.Allahaısmarladık."
Telefonu bırakırken elim komodinin üzerindeki çerçeveye gitti.Babamı göz ardı ederek annemin ve kardeşimin güzel yüzlerini içimi kavuran bir özlemle okşadım.Onların da bana olan sevgisi sanki resimden taşıp kalbime doğru akıyordu...
KERİM 22 MAYIS
Kalkmak istemiyordum.Hatta kalkmak bir yana, gözlerimi dahi açmak istemiyordum.Bu gün o "gün"dü.Takvimdeki en nefret ettiğim "gün".Kendimden en nefret ettiğim "gün".Ve en kıymetlilerimin ölümüne sebep olduğum lanet olası "gün".
Ama kalkmalıydım.Gidip onlardan özür dilemeliydim.İçimi hala yakan pişmanlığımı sözcüklerle değilse bile, gözyaşlarıyla anlatmalıydım.Onları ne kadar özlediğimi fısıldamalıydım.Ve onlara layık olmak için gerçekten çabaladığımı ...
"Gün"le yüzleşmek için isteksizce yatak örtüsünü üzerimden atıp doğruldum.Neredeyse öğlen olmuştu.Dün gece geç saatlere kadar Can'ın evindeki stüdyoda son bestem üzerine çalışmıştık.Ama bir şeyler yürümüyordu.Sanki içimde gittikçe çoraklaşan bir bölge vardı ve umutsuz bir çabayla onu görmezden gelirsem, kendiliğinden yok olacakmış gibi davranmaya çalışıyordum.Yeni albüm için yazdığım parçalarda hep bir aksama var gibiydi ve grubun bütün katkılarına rağmen, bir türlü hasar kontrolünü gerçekleştiremiyordum.
Bu tatsız düşünceleri kafamdan atıp duşa girdim.Giyinip mutfağa gittiğimde en sevdiğim öğün olan kahvaltıyı bugün atlamaya karar verip, kendime bir kahve yaptım.Salona geçip oturmamla telefonum çaldı.Ne yazık ki arayan kişiyi de, konuyu da tahmin ediyordum ve yanılmadım.Arayan kişi davulcumuz Can'dı ve konu benim doğum günümdü.Çünkü bu kabusum olan "gün" aynı zamanda benim doğum günümdü.Can şarkı söyler gibi şakıdı:
"İyi ki doğdun Kerim ! İyi ki doğdun Kerim!"
"Can, tanrı aşkına, solistlik özlemlerini insanlara kapalı alanda gerçekleştir!Sabah sabah kulaklarımın ayarıyla oynama."
"Dostum, kalbimi kırıyorsun ama...Bir saattir sana layık olsun diye İstanbul'un en nezih mekanını keşfetmeye çalışıyorum.Bütün bağlantılarımı kullandım bilesin."
İsteksizce güldüm:
"Tabi, büyük zahmet olmuştur.Dur tahmin edeyim – bütün bağlantıların uzun bacaklı, büyük memeli çakma sarışınlar olabilir mi?"
"Abi, ayıpsın, içlerinde gerçek sarışınlar da var.Ama akşama istediğin gibi tek tabanca dördümüz takılacağız.Kaliteli canlı müzik olan,sakin, klas bir mekan:" Karam" adında bir gece kulübü.Sana konumunu atarım."
"Tamam Can,teşekkür ederim!Akşama görüşürüz."
"Görüşürüz doğum günü çocuğu !"
Can'ın neşeli sesindeki gerginlik neredeyse hissedilmiyordu, ama ben yine de yakalamıştım.Çocuklar bu gün ile ilgili hassasiyetimi bildikleri için yıllardır her türlü yaklaşımı denemişlerdi – parti verirlerse sinirlendiğimi, yalnız bırakırlarsa dağıldığımı – ve sonunda baş başa sakin bir şekilde bana desteklerini göstermelerinin en doğru tutum olarak benimsemişlerdi.Bunun için onlara minnettardım, zaten her biri kardeşim gibiydi.Bu günün lanet gerçeğini hiç biri tam olarak bilmiyordu, ama saygı gösterip yanımda olmaları paha biçilmezdi.
İçimi çekip soğuyan kahvemi kafama diktim ve mezarlığın yolunu tutmaya hazırlandım.
�H���FJ
,"0","0_H/CQ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELA'YA KARŞI ELALAR ("YÖRÜNGE" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceDört genç adam..."Yörünge" rock grubunun parlak çocukları...Ama hayat hikayeleri ve aşklarıyla,aynı zamanda bizden birileri onlar... Kerim ve Ela... İki çift ela göz, umut ve aşka tutunarak,ön yargı ve güvensizliğe karşı amansız bir savaş vermek z...