Episode~34

33.4K 2.5K 9.5K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

-----------

Büyük Öğretmen, soğuk ve karanlık mezarlığa sessizce adım attığında derin nefesi onun burada olduğunu belli eden tek şey olmuştu.

Burayı seviyordu. Dahası, burada yatmasını sağladığı onlarca insan vardı. Fakat buradan hiç bu kadar nefret ettiğini hatırlamıyordu.

Artık buradan nefret ediyordu!

Daha yeni yapılmış mezarlığa doğru gittiğinde buraya geleceğinin çok sevdiği Park Chanyeol tarafından daha önce düşünüldüğü için kameralar her taraftaydı.

Fakat sorun değildi. Hepsini kolayca kapatmıştı.

Belki de bazı şeyler umrunda değildi artık.

Aldığı derin nefesi geri verip yeni yapılmış mezarın yanına çöktüğünde elindeki küreği yana bıraktı.

"Üşüyor musun?" Sesinin büyük mezarlıkta kaybolup gitmesi ona derin bir acı verirken gözlerinin dolmasını ilk defa önemsemiyordu. "Sana yorgan getireyim mi?"

Belki de bunun için ondan milyonlarca defa özür dileyebilirdi, fakat biliyordu ki o geri gelmeyecekti.

"Neden gittin?" Kendinin bile daha önce duymadığı kısık sesi ile eline aldığı toprakların üstüne düşen gözyaşları onu rahatsız ediyordu.

"Sadece bir gün ceza vermiştim halbuki sana. Beni dışarıdaki insanlar kadar sevmemiş miydin? Onlar kadar iyi davranmadım mı sana?"

Hızlanan gözyaşları ona oyunun sonuna yaklaştığını hissettiriyordu.

Sonunu iyi görmediği bir oyundu artık bu. Aleyhine dönmüştü her şey.

"Sana o insanların kötü olduğunu söylemiştim." Elindeki toprağı sıktığında eline batan taşlar umrunda bile değildi. "Sana onların kötü olduğunu söyledim! Neden beni bırakıp onlara gittin? Neden?" Kafasını eğip sonlara doğru giden sesini dinledi bir süre.

Kahin, belki de kaybetmek isteyeceği son kişilerden biriydi. Fakat oyunun sonunu bile görememişti.

Her şeyin kendi suçu olduğunu öyle biliyordu ki, öldürmekten aldığı o haz, sanki böyle boğazından geliyor gibiydi.

Sadece Baekhyun'una ayırdığı kalbini birileri koparıp atıyordu ama Byun Baekhyun onun yanında değil, Cehennem kadar uzağına oluyordu.

Hızlıca gözyaşlarını silip ayağa kalktı.

Hiçbir şey bitmemişti. Ayağa kalkıp direnmeliydi, daha yapacak bir sürü işi vardı. Bu oyunu yenmek zorundaydı, artık kaçışı yoktu.

Yana bıraktığı küreği aldı ve yerine oturmamış mezarı hızla kazmaya başladı.

Uzunca bir süre kazdığı toprağın sonuna geldiğinde çıkan tabutu görmesiyle küreği yana fırlattı.

Hızla eğilip tabutun kapağını kırdı ve içinde henüz bembeyaz duran Kahin'i gördü.

Gözleri yeniden dolarken belki de Byun Baekhyun'unki hariç hiçbir cesedin böyle güzel gözükmediğine emindi.

Gerçi, daha Byun Baekhyun'un cesedini görmemişti ama emindi, o bile kim bilir ne kadar güzel olacaktı.

Hızla mezarın içine atlayıp yanında getirdiği siyah pelerini cesedin üstüne örttü ve kucağına aldı.

Wrongdoer || BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin