Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
----------
"Buyrun?" Kapısını çaldığımız son evden çıkan kadın bize bakıp kaşlarını çatarak konuştu.
Chanyeol elini arka cebine götürüp polis kartını çıkardı ve gösterdi. "Merhaba Bayan Lee, biz cinayet masasından geliyoruz. Sizinle, 2005 yılında kaçırılan çocuğunuz Lee Jeong hakkında konuşmamız gerekiyor."
Kadının yüzü aniden umut ve hüzünle dolmuştu. "Onun hakkında bir haber mi var?"
"Eh, öyle sayılır." Chanyeol cevap verdiğinde kadın yana çekildi. "Böyle geçin lütfen."
İkimiz de ayakkabılarımızı çıkarıp kadının çıkardığı terlikleri giydik. Küçük ama güzel görünen evin salonuna girdiğimizde etrafı incelemeye başladım.
Açık mavi ve pembe tonlarının birleştiği odanın çerçeve koyulabilecek her yeri fotoğraflarla doluydu.
"Bu o mu?" Elim oturduğumuz pembe koltuğun yanındaki çerçeveye gittiğinde elime almak için gözlerine baktım. Kadın hüzün dolu bir sesle konuştu. "Evet, o. Bakabilirsiniz."
Gereken izni aldığımda küçük bir çocuğun bulunduğu fotoğrafı elime aldım.
Aslında bu çocuk o kadar da uzak gelmiyordu. Bilmiyordum, belki birine benzetmiştim.
Fotoğraftaki çocuk küçücük bisikletinin üstünde kocaman gülüyordu. Şu anki halinden kat kat daha genç olan kadın da yanında duruyordu. O da güzel bir kahkaha tutturmuştu yüzüne.
Onun bu mutluluklarını bozan asıl sebep olduğum için cehennemde yanacaktım.
Derin bir nefes alıp yakın gelen yüze son kez baktım ve çerçeveyi yerine koydum.
"Kaçırıldığında 6 yaşındaydı. Şimdi eğer yanımda olsaydı, 17 yaşında kocaman bir çocuk olacaktı. Zaman oldukça hızlı geçiyor, öyle değil mi? Üstelik dün doğum günüydü. O olmadan kutladım, inanabiliyor musunuz?"
Chanyeol kafasını salladı. "Bu oldukça üzücü bir durum olmalı." Kadın kafa salladığında Chanyeol yeniden konuştu. "Nerede oldu bu olay? "
Kadın derin bir nefes aldı. "Eski evimizin önünde çocuklar ile oynuyordu. Sonra çocuklar yakalamaca oynamaya başlamışlar. O sırada orada plakası olmayan siyah bir minibüs durmuş. Görenlerin dediğine göre minibüsteki adamın yanında benim çocuğumdan biraz büyük görünen bir çocuğu varmış. Adam ise sigara içiyormuş ama yüzünü kimse görmemiş. Adam, çocuğum ile bir şeyler konuştuktan sonra onu minibüse almış. Herkes minibüse zorla girmediği için onun kaçırıldığını düşünmemişler. Araba çocuğumu alıp götürmüş ve bir daha da asla gelmedi. Büyük ihtimalle cesedi çoktan toprağa karışmıştır." Kadın sonlara doğru ağlamaya başladığında Chanyeol ayağa kalktı. "Sakin olun Bayan Lee, size su getirmemi ister misiniz?" Kadın başını olumsuz anlamda salladı. "İyiyim. Teşekkür ederim."
Kadın sakinleştiğinde Chanyeol yerine yeniden oturdu. "Devam edebilecek misiniz?"
"Ah, elbette. İstediğiniz soruyu sorabilirsiniz." Kadın oturmasını düzelterek sorduğunda ağzımdan bir soru kaçtı. "Jeong'un babası nerede?"
Kadın bana anlamayarak baktığında fotoğrafları gösterdim. "Fotoğraflarda erkek olan kimse yok."
Halbuki onun evli olduğunu bilerek buraya gelmiştik. Boşanmış falan değildi, öyleyse bir fotoğrafta bile neden yoktu?
"O, fotoğraf çekinmeyi pek sevmez." Kadın bıkkınlıkla konuştu. "Hep böyleydi. Jeong kaçırıldığında bile tek bir gözyaşı dökmedi. Zaten eve de pek uğramaz. Nerede olduğunu bilmiyorum ama ara sıra geliyor ve bana yetecek bir miktar para getirip gidiyor işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrongdoer || Baekyeol
FanfictionPark Chanyeol, Kore'nin gelmiş geçmiş en iyi Cinayet Masası Komiseriydi. Byun Baekhyun ise Park Chanyeol'e aşıktı.