Episode~40

25.2K 2.3K 8.4K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

------------

'Şah.'

~

#Park Chanyeol.

"Chanyeol? Girebilir miyim?" Baekhyun kapıyı tıklayıp kafasını içeri doğru girdirdiğinde kafamla içeri gelmesini işaret ettim.

Az sonra basın toplantısına çıkıp gururlu bir şekilde katili yakalayadığımı söyleyecektim.

Doğrusu, bu konuda şüphe doluydum fakat şimdi bunu düşünmek yerine güzelliğiyle afallamamı sağlayan Baekhyun ile ilgilenmem gerekiyordu.

Katilin öldüğünü gözleriyle görüp, bundan oldukça etkilenmişti. Bunun sebebi ise, elbette katilin çocukluk arkadaşı çıkmasıydı.

Çok üzgündü, küçücük bedeninin bunu kaldıracağını sanmıyordum. Daha 19 yaşındaydı, veletin tekiydi. Bunları dahi kaldırıyor olması mucizeviyken bir de katil arkadaşı çıkmıştı. Eminim içten içe fena üzülüyordu.

Yine de, o her şeyin bittiğini düşünüyordu. Öyle düşünmesi onun için en iyi olanıydı çünkü gerçekten daha fazla kırılmasına dayanamıyordum.

İçeriye utangaç bir şekilde giren Baekhyun'a doğru gittim ve tam karşısında durduğumda elimi omzunun üstünden uzatarak tam arkasındaki kapıyı kilitledim.

Bir koluma bir de bana baktığımda gülümsedim ve belini sardım. "Nasılsın?"

Bu kadar saçma bir soru sorduğum için kendi kendime sinirlensem de Baekhyun da ellerini boynuma dolayarak cevap verdi. "İyi gibiyim. Bilmiyorum, karar veremiyorum."

Hımladım ve dudaklarına eğildim. O da bana doğru uzanmak için ayak ucuna geldi ve dudaklarımızı birleştirdi.

Neden tadı bu kadar güzeldi? Onu açıklayacak bir kelime bulamıyordum.

Onu her öptüğümde zavallı bir şekilde harika olduğunu düşünmekten başka bir şey yapamıyordum. Başımı fena döndürüyordu.

"Basın konferansını boşverip sevişsek mi?" Dudaklarımızı ayırıp söylediğimde ışık hızıyla kızarmıştı. "Böyle söyleme!"

Tanrım, bu hali neden bu kadar sevimliydi? Artık onun hakkında liseli kızlar gibi düşüncelere girmekten bıkmıştım.

Eliyle dudağıma vurup kızgın bir yüz ifadesine büründüğünde beni vahşileştirdiğini fark etmesi için belini saran elimle onu kendime daha çok çektim. O ise boynumdaki ellerini nazikçe omuzlarıma koydu. "Artık konferansa gitmelisin."

Onu yalnız bırakıp bir yere gitmek istemiyordum. Onu hep korumak gibi bir içgüdüye sahiptim artık çünkü ne zaman yalnız bıraksam akıl almaz bir şekilde ortadan kayboluyordu ve bu beni derim kemiğimden ayrılacakmış gibi korkutuyordu.

Bu küçük çocuğa abayı fena yakmıştım ve artık yanından ayrılmak bile cehennem gibi geliyordu. Onunla hep yan yana olmak istiyordum, kalplerimizin hep birbirimize atmasını.

Bu yüzden tamamiyle kötü düşünceler ve endişe ile doluydum. Bazı düşüncelerim beni bir paradoksa itmişti.

"Konferansta insanların arasına karış. Seni görebileceğim bir yere geç, tamam mı? Seni görmek istiyorum." Alnımı alnına dayayıp söylediğimde titrek bir nefes aldı. "Tamam."

Yüzüme çarpan nefesi ile her şeyden daha iyi hissederken gözlerimi kısa bir anlığına kapatıp huzurunda kayboldum.

Ah be, ben 19 yaşında bir velede aşık olacak adam mıydım? Byun Baekhyun beni hep ters köşe yaptırıyordu.

Wrongdoer || BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin