Episode~17

34.6K 2.6K 4.1K
                                    

Bu bölümü Bkder'in en küçüğü olmasına rağmen bizi çılgınca döven, parası 5 adamı doyurmaya yeten, her kavgada ortaya çıkıp ciddi bir hakime dönüşen ommacığıma, 3 yıldır arkadaştan da öte gördüğüm küçük yer fındığıma ithaf ediyorum. xiumuklupecete ,seni seviyorum omma. Hep arkadaş kalalım ve sen hep benden güzel resim çiz.

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

----------

Sabah Chanyeol'ün beni uyandırmasına gerek olmadan uyanmış, sessizce üstümü giyinmiştim.

Açıkçası, bugün kendimi iyi hissediyordum. Gece Chanyeol ile yaptığımız anlaşmaya sıkıca uyacağıma ve onu asla sinirlendirmeyeceğime kendi kendime söz vermiştim. Böylece onunla aram iyi olacaktı.

Chanyeol üstünü giyinmek için girdiği banyodan çıktığından ben yatakta ayaklarımı sallıyordum.

"Ben bir yere gideceğim ve kahvaltıyı orada yapacağım. Senin için oda servisini arıyorum." Chanyeol kravatını düzeltirken söylediğinde sordum. "Nereye gideceksiniz? Önemli bir yer mi?"

"Daha önce gittiğim bir yer. Bucheon'da bir kere bulundum ve kahvaltı için oraya gitmiştim." Chanyeol oda servisini aramak için telefona uzandığında gülümseyerek kafamı yana eğdim ve sordum. "Ben de gelebilir miyim?"

Her an ters bir cevap verebilir diye korksam da, belki beni de götürürse beraber burada güzel anılar yaratabilirdik.

Chanyeol telefonu bıraktı ve ellerini beline koydu. "Aslında, oranın nerede olduğunu biraz unuttum. Eğer bana yolu bulmamda yardım edersen, yanımda gelebilirsin."

Heyecanla ayağa kalktım. "Nere olduğunu söylersen hemen yolu gösteririm." Chanyeol bir süre bana baktığında, ben de ona umutla bakıyordum.

Chanyeol derin bir nefes verdi. "Fakat asla ses yapmayacaksın." Parıldayan gözlerimle kocaman sırıttım. "Asla konuşmayacağım."

Şu an, çılgın gibi bağırarak Busan denizine kadar koşup, bütün denizi yüzebilirdim.

"Tamam o zaman. Benimle gel." Chanyeol arkasını dönüp kapıya giderken mutluluğumu dışarı ağzım yırtılana kadar sırıtarak attım.

Resmen beraber yemeğe gidiyorduk. Bu çok tatlıydı ve ben birazdan bayılabilirdim.

Ona beslediğim aşk ciddi anlamda boyumu aşıyordu.

"Hadi Baekhyun." Chanyeol kapıyı açmış beni beklerken sıkıntıyla konuştu.

Hemen boğazımı temizledim ve kapıya gittim. "Geldim."

"Aptal velet. Çekil şuradan da kapıyı kapatayım." Kapının aralığının ortasında beklediğimi fark edince kıkırdayarak yana çekildim. "Özür dilerim Bay Park."

Chanyeol cevap vermeden kapıyı kapattı ve kilitledi. "Pekala, şimdi sana orayı tarif edeyim."

Beraber asansöre yürürken onu dinlemeye başladım. "Aslına bakarsan, adını unuttum. Fakat nasıl göründüğünü biliyorum."

Cidden, sadece görünüşle ile nasıl anlayabilirdim? Ben de Bucheon'u ezbere bilmiyordum herhalde.

"Anayol olan bir yerden gidiyorduk ve etrafında uzun binalar vardı. Fakat o küçük bir kafe gibi bir yer. Kafeyi bir babaanne yönetiyordu ve dışı camla kaplıydı. Biliyor musun?"

"Ah, orası." Hatırladığım yerle elimi sallayarak konuştum. "Orayı biliyorum. Oraya çok giderdim. Bahsettiğiniz büyükanne de Yeunja büyükanne olmalı."

Wrongdoer || BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin