Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
-----------
"Chanyeol?" Mutfaktan gelen seslere doğru gittim ve uykulu bir şekilde odaya girdim.
Fena uykum vardı ve baya yorgundum. Chanyeol ile sevişmiştik ve Chanyeol geçenkinden yavaş olsa da sebepsizce daha fazla yorulmuştum.
Vay anasını, şimdi bunu normal bir şekilde söyleyebiliyor olmak bile garipti. Chanyeol'ü tavlamış olmak çok güzeldi.
Evet, gayet de tavlamıştım.
Uykunun getirdiği düşünceli halimden kurtulup Chanyeol'e baktım. Üstünde sadece pantolonu vardı ve elinde içkisiyle yemek yapıyordu.
Bu Chanyeol müydü? Altına pantolonunu giyiyordu fakat abartarak ütülediği gömleğini giymiyordu. Üstelik, kahvaltı yapmadan önce içki içiyordu.
Biraz sonra işe gitmemiz gerekiyordu ama Park Chanyeol neden bu kadar tatil modundaydı?
"Uyandın mı sevgilim?" Chanyeol bana bakıp gülümsedi ve içkisinden bir yudum aldı.
Bu sabah ters giden bazı şeyler vardı. Chanyeol normalde kendinden önce beni uyandırırdı. Şimdi neden uyandırmamıştı ki?
Acaba işe gitmeyecek miydik? Tatil falan da değildi, neden böyle davranıyordu?
"Uyandım ama sen neden beni uyandırmadın?" Yanına doğru gittim ve kafasına diktiği bardağı tutup aldım. "Hey, ne yapıyorsun?" Kızgınlıkla söyleyip elimdeki bardağa uzandığında elimi uzağa doğru uzattım ve almasını engelledim. "Asıl sen ne yapıyorsun? İşe sarhoş mu gitmeyi planladın?"
"Ne zaman sarhoş olduğumu gördün? Bu şeyler bana dokunmuyor artık." Chanyeol pişmiş yemeğin altını kapattı ve bana döndü. Ben de elimdeki içki bardağını tezgaha koyup uzağa ittim. "Yine de sabah içmemelisin."
Chanyeol belimi tutup beni kendine çektiğinde memnuniyetle ellerimi boynuna sardım. "Canın acıyor mu?" Belimdeki bir elini kalçama indirdiğinde yüzümü buruşturdum. "Pek değil. Alışıyorum galiba."
Chanyeol güldü. "Elimden geldiğince seni alıştıracağıma emin olabilirsin."
"Böyle söyleme!" Aniden utanarak bağırdığımda yeniden güldü ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ne zaman alışacaksın bana?"
Güzelliğin farklı bir boyutunu bulmuş gözlerine dalıp giderken mırıldandım. "Sana alıştım." Anlamlı sözler söylerken insanların gözlerine bakmaktan çekindiğim için başımı eğdim. "Sana o kadar alıştım ki. Bana böyle şeyler söylediğinde utanmaya bile alıştım."
Boynuna doğru bakan gözlerim dudaklarının gülümsediğini gördüğünde onu mutlu etmiş olmak hoşuma gidiyordu.
"Sabahın bir körü ve çok romantiksin Byun Baekhyun." Chanyeol dalga geçerek söylediğinde kaşlarımı çattım ve kafamı kaldırdım. "Ne var? İlla kavga mı çıkarayım?"
"Çıkar." Chanyeol eğleniyormuş gibi söyledi ve yüzüme yakın yüzünü biraz daha yaklaştırıp dudağımı ısırdı. "Vahşi ol biraz."
Chanyeol'ün kafasına kim taş atmıştı? Garip garip konuşuyordu çünkü.
"Sana da güzel şeyler söylemeye gelmiyor. Hep aklın başka yerlerde." Bedenini hafifçe ittim ve masaya doğru gittim. "Hadi yemek yiyelim artık. İşe geç kalacağız."
Bunu benim değil Chanyeol'ün söylemesi gerekiyordu ama gariptir ki Chanyeol bugün biraz umursamazdı. İşe gitmeyecek gibi bir hali vardı ve hala gerekenden yavaştı. Normalde başımın etini yemesi gerekirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrongdoer || Baekyeol
FanfictionPark Chanyeol, Kore'nin gelmiş geçmiş en iyi Cinayet Masası Komiseriydi. Byun Baekhyun ise Park Chanyeol'e aşıktı.