Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
---------
Luhan ve Kyungsoo'nun bir şeyler konuşup durduğu sıkıcı yolculuk boyunca aklımda Chanyeol'den başka bir şey yoktu.
Aklımdan çıkmayan şey bütün gece ben kabuslar görürken, sırf kimse rahatsız olmasın diye sessizce ağlarken onun ne haltlar yediğiydi.
Beni öylesine yalnız bırakmaması gereken bir zamanda yalnız bırakmıştı ki, bütün gece kıvranmıştım resmen.
Üstüme çöken uyku yüzünden esnediğimde araba departmanın önünde durmuştu. Luhan ve Kyungsoo önden çıktıklarında yavaşça arka kapıyı açıp soğuk havaya çıktım.
Soğuk olsa da güneşin olduğu günde önden yürüyen Kyungsoo ve Luhan'ın arkasından yavaşça yürüyordum.
Hadi ama, daha iki gün önce kaçırılmıştım! Neden biri bana şefkat göstermiyordu?
Jongdae'nin yokluğunu hissetmek üzmüyor değildi.
Sabah sabah üstümde gezen kara bulutlar vardı. Cidden, acayip huysuzdum. Sinirliydim de.
İçimden Chanyeol bugün Taeyeon'a gitmeseydi ne olurdu diye düşünmeden edemiyordum. Bütün gece yetmemiş gibi, hala etrafımda dolaşan sorular içimi bunaltmıştı artık.
Departmana girip sessizce asansöre bindim ve 4. katta duran asansörden Kyungsoo ve Luhan'ın arkasından çıktım.
Gözlerimi ovuşturarak ofise kadar gittiğimde Luhan kapıyı açmıştı.
Çoktan masasında yerini almış, önündeki dosyayı okuyan Chanyeol bir anda kalbime fazla geldiğinde, içimi bir heyecan kaplamıştı.
Ben ona bakarken, o kafasını kaldırıp kimseye bir günaydın bile dememişti.
Chanyeol'ü Taeyeon ile hayal eden beynim kaşlarımı çatarak yerime oturmamı sağladı.
Chanyeol'ü o kızın yanında görmek istemiyordum. Aslında sadece onun değil, Dünya üzerinde hiçbir kimse ile yan yana durmamalıydı.
Kıskançlık beynime baskı yaparken Luhan dikkatimi dağıtmıştı. "İnsan bir günaydın der! Ne kadar sıkıcı insanlarsınız."
"Günaydın." Chanyeol söyleyip önündeki dosyayı okumaya devam ettiğinde Luhan göz devirmişti. "Bu cana yakınlığın içimi eritti zeka küpüm."
"Her neyse, dün gece olan cinayet ile ilgili araştırma yaptınız mı?" Chanyeol söylediğinde bana sormasa bile kafamı sallamıştım.
Jongin bize bir dosya göndermişti ve üçümüz beraber araştırmıştık. Luhan'a kaçırıldığımda yaşadıklarımı da anlatmıştım. Eğlenceli olabilirdi, eğer hep Chanyeol'ü düşünmeseydim.
"Ah, evet. Hemen başlayayım mı?" Luhan ayağa kalktığında Chanyeol olumlu anlamda kafasını salladı. "Başla."
"Pekala." Luhan ayakta bilgisayar ile bir şeyler yaptıktan sonra ışığa gitti ve kapattı.
Ben yeniden esneyip kafamı masaya koyduğumda anlatmaya başladı. "Evet, bu Kim Yeosun. Önceden Baekhyun'un ilaçlarını çalan o adamın sevgilisi. Baekhyun ile bir iletişimi yokmuş ama eminim bir şey yapmıştır çünkü katilin boşu boşuna adam öldürmediğini gördük. Gerçi Baekhyun'a acayip benziyor, kız hali gibi. Belki bu yüzdendir." Luhan dudaklarını yaladıktan sonra devam etti. "Neyse, 20 yaşında asi bir gençmiş kendisi. Sevgilileri genellikle hep belalı kişiler. Kendisi de sütten çıkmış ak kaşık değil elbette. Basitçe söylersek, kız kavgalarının baş rolü gibi bir şey. Ailesi zengin olduğu için genellikle yırtmış. Kötü bir kız kısaca."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrongdoer || Baekyeol
FanfictionPark Chanyeol, Kore'nin gelmiş geçmiş en iyi Cinayet Masası Komiseriydi. Byun Baekhyun ise Park Chanyeol'e aşıktı.