Episode~26

27.1K 2.5K 5.4K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

---------

Not: Bu bölüm bundan önceki bölümle aynı günü kapsıyor. Yani bu bölüm, Chanyeol'ün geçirdiği o gün Baekhyun'un ne yaşadığını anlatıyor.

~

#Byun Baekhyun.

Çatlayan başım ve tutulmaya yüz tutmuş boynumun ağrısı ile gözlerimi araladığımda, karanlıkta doğru düzgün gözükmeyen tavan ile karşılaştım.

Neredeydim ben?

En son hatırladığım şey, katilim beni çağırmıştı ve beni bayıltmışlardı.

Şimdi hatırlıyordum, ben resmen kaçırılmıştım!

Katilim bir haftalığına demişti fakat bir hafta, bir haftaydı sonuçta. Burada ölüp gidebilme şansım da vardı.

Başımın tam ortasına saplanmış ağrı düşüncelerimin adrenalin salgımı harekete geçirmesiyle iyicene ağrımaya başlamıştı.

Oflayarak elimle gözlerimi kapattım ve ovaladım.

Yukarı doğru bakan başımı karşıma bakacak şekilde indirdiğimde beni izleyen birini görmüştüm.

Bütün vücudum korkuyla titrerken üstünde oturduğum rahatsız ve pis koltuğa yapıştım.

"Günaydın." Sesi mekanik olan kişi konuştuğunda korkuyla ona bakıyordum.

Bütün bedenini örten ve üstüne oldukça bol gelen siyah bir pelerin giyiyordu. Ellerinde siyah bir eldiven vardı ve kafasına da bir maske takıyordu. Maskenin gözleri dahi küçük parmaklıklar ile kaplıydı. Kısacası onu tanımak mümkün değildi.

"Neden buradayım?" Oldukça kurumuş ve yapışmış boğazım konuşmamı zorlaştırırken yanıma doğru geldi ve elinde duran pet şişeyi bana uzattı. "İç."

"İçmeyeceğim." Her ne kadar büyük bir susuzluk içinde olsam da suyun içine bir şey katmış olabileceklerinden içmemek en mantıklısıydı.

"Şişenin kapağı bile daha açılmadı. İçine bir şey katacağımızdan şüpheleniyorsan, bunu zaten asla yapmayız. Tanrı'nın temel ihtiyaçlarını istismar etmek en büyük günahtır. 36. sayfa 29. cümle." Suyu istekle bana uzatırken hangi sayfalardan ve hangi cümlelerden bahsettiğini dahi anlamamıştım.

Bu kimdi acaba?

Katilim olabilir miydi? Yoksa Kahin falan mıydı? Sayfaları bile ezberliyorsa akıllı olmalıydı ve B12'nin bahsettiğine göre Kahin oldukça akıllıydı.

Gerçi bunca delinin arasında kim ne kadar akıllı olabilirdi, şüpheliydim.

Suyu tedirginlikle alıp daha açılmamış kapağını zorlukla açtım ve biraz da olsa içtim.

Boğazım rahatlarken karşımda duran kişi pelerinin cebinden küçük bir kamera çıkarıp, su içerken fotoğrafımı çekti.

Hızla yüzümü elimle kapatmaya çalıştım ve suyu da odanın karanlık bir kısmına fırlattım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Sesim küçük ve karanlık odada dağılırken kamerayı geri cebine koydu. "Daha önce bu kadar yakından fotoğrafını çekmemiştim. Nasıl bir his olduğunu öğrenmek istedim." Mekanik sesiyle dümdüz konuştu ve benden uzaklaşarak camı olmadığına kanaat getirdiğim odada dolaşmaya başladı. "Beni tanımıyorsundur. Ben Kahin."

"Neden buraya getirdiniz beni? Bırakmanızı istiyorum!" Bağırarak konuştuğumda büyük bir korku içinde olmama rağmen emir verebilmem beni oldukça şaşırtmıştı.

Wrongdoer || BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin