3."Kaçış."

7.4K 218 17
                                    

Medya; Cihan

Gözlerim hızlıca açılıp kapanırken, ellerimi cihan'ın omuzlarına koyarak ittirdiğim de ağzımı kapatan eli de çekilmişti. Gözlerimi kısarak cihana baktım, bu yaptığı beni hem korkutmuş hem de sinirlendirmişti.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?!" cihanla aynı mahallede oturuyorduk, benden 2 yaş büyük olmasına rağmen aynı yaşıtmışız gibi duruyordu. Çok garip bir çocuktu gündüzleri ortada pek görünmezdi, akşamları çöp atmaya çıkınca görüyordum hep. Çökmüş haline bakarak ona acımıştım, duyduğuma göre uyuşturucu kullanıyormuş. Bütün mahalle resmen 1 hafta boyunca bunu konuşmuştu.

"Senin bu saatte o ibnenin arabasında ne işin vardı?" Resmen suratıma tükürür gibi konuşmuştu. Ayrıca o doğuya, benim sevdiğim adama ibne mi demişti?

"Sana ne be! hem sen doğuyu nereden tanıyorsun da böyle konuşuyorsun?" ani çıkışımla aramızda ki mesafeyi kapatıp, kolumu sertçe tutup kendine çekti.

"Ulan Tülay sana söylemedi mi?" anlamsız bakışlarımla suratına bakıyordum. Tülay bana neyi söyleyecekti ki?

"Neyden bahsediyorsun? Tülay bana ne söyleyecekti?" yüzüne pis bir sırıtış ekleyip kolumu bıraktı.

"O zaman bu haberi ben vereyim sana güzelim, iki gün sonra nişanlanıyoruz." Cihanın dedikleri beynimde balyoz etkisi yaratırken, hala ona bakıyordum. Tülay bu kadar da ileriye gidemezdi değil mi?

"Hadi ama güzelim sevinçten dilini mi yuttun?" Cihanın alayla konuşması beni kendime getirirken üstüne yürüyüp omuzlarından itip durmaya başladım.

"Asla! duydun mu beni asla seninle evlenmem! rüyan da bile göremezsin, senin gibi bir keşle asla evlenmem!" Haykırıyordum resmen kendimden geçmiş göğsüne yumruklarımı vuruyordum. Mahalleli sesimi duymuş olacak ki herkes cama çıkmış film seyreder gibi bizi izliyordu. Cihan iyice sinirlenmiş olacak ki, göğsüne indirdiğim yumruklarımı tutup sertçe kendine çekti.

"Bu keş dediğin adamın altında çığlık atarak inlediğinde soracağım bunları sana." söyledikleri beynimde ikinci balyoz etkisi yaratırken kanım donmuştu sanki, göz yaşlarım ne zamandan beri aktığını bile bilmiyordum. Cihan beni sertçe itip arkasını dönüp gitmişti. Ben hala donmuş bir şekilde arkasından bakıyordum. Kendime geldiğim de camda duran, perde arkasından gizlice bakan insanları gördüğüm de sinir kat sayım artmıştı.

"Alın size dedikodu malzemesi, rahatladınız mı ha rahatladınız mı?" ikinci haykırışımla insanlar bana acıyarak baktıktan sonra herkes içeri girmişti. Hıçkırarak ağlayarak kaldırıma çöktüm. Kafamı ellerimin arasına alıp ağlamaya devam etim.

Annem hayatta olsaydı asla böyle bir şey olmazdı. Annem olsaydı babam da yanı başımızda olurdu, mutlu bir ailemiz olurdu. Annem aklıma gelince daha da yüksek sesle ağlamaya başlamıştım. Bir süre sonra ağlamalarım iç çekişlere dönünce kaldırımdan kalkmıştım. Binanın içine girdiğim de yavaşça merdivenleri çıkıyordum. Bitik bir haldeydim, evin kapısının önüne geldiğim de zile bastım ama açan yoktu.

Çantamdan anahtarı alıp hemen kapıyı açıp kendimi içeriye attım. Eve göz gezdirdiğim de her yer karanlıktı. Demek ki Tülay daha gelmemişti. Direk odama girip, çantamı rastgele yere attım. Üstümde ki kabanı çıkarmadan yatağa uzandım. Aklıma cihanın dedikleri gelince tekrar gözlerim dolmuştu. Ben bunu nasıl kaldırırdım. Babam burada olsaydı asla böyle bir şeye izin vermezdi hele de cihanın uyuşturucu kullandığını duysa...

Hemen yatakta doğrulup kabanımın cebinden telefonumu çıkarıp rehbere girdim, beni bu işten tek babam kurtara bilirdi. Heyecanla babamın açmasını beklerken içimden saymaya başladım.

Berva Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin