Ne yapmıştım ben? Böyle birşeye nasıl cesaret etmiştim? Ensemde ki nefes sanki beni delip geçmek ister gibi sık nefesler alıp veriyordu. Belki de sakinleşmek için yapıyordu.
Gözlerimi sımsıkı kapatıp, vereceğim cevabı düşündüm. Ne diyebilirdim ki 'seni kıskandığım için telefonunu kurcalıyordum.' şuan kendime sıkı bir tokat patlatmak istedim.
"Berva!" kısık sesi bir bağırış gibi gelmişti kulağıma. Ellerimi yumruk yapıp sıktım. Güç alabilmek için.
Doğunun sabrı taşmış olacak ki, kolumu tutup sertçe kendine çevirmişti. Kapalı gözlerim tedirginlikle açılırken bakışlarım doğunun kasılan çenesine kaymıştı.
Bu kadar mı sinirlenmişti? Haklıydı da. Kimin telefonu karıştırılırsa çok sinirlenirdi.
"Ne yaptığını söyleyecek misin?" bakışlarımı gözlerine çıkarmıştım. Katıksız bir öfke vardı. Yavaşca bir nefes aldım. Bana kızacağını bilsemde doğruyu söyleyecektim. Yalanlardan nefret ederdim.
"Ben...kiminle konuştuğuna bakmıştım." mırıldanarak söylediğimi inşallah anlamıştır. Bakışlarım tekrardan yüzüne çıkınca tek kaşını kaldırmış neden yaptığımı sorar gibiydi.
"Niye baktın?" korktuğum bir kerede başıma gelmese ne olurdu sanki? Çatık kaşlarını parmak uçlarımla düzeltmek istemiştim.
"Be-ben.." ne diyecektim 'Gecenin bir körü birisine seni seviyorum dediğin için kıskançlığım tuttu kalktım baktım.' mı diyecektim?
Benden bir cevap beklediğini biliyordum ama bu soruya bir cevap verecek gücü kendim de bulamıyordum. Ona aşıktım ama bunu bilmesine gerek yoktu. Yani şimdilik.
"Bakmak istedim baktım." hangi cesaretle bunu söylemiştim ki. Şaşkınca doğuya bakıyordum. Benden böyle bir cevap beklemediği belliydi.
Üstüme doğru bir adım atınca bende refleskle geriye doğru adım attım. Doğunun mavilikleri gittikçe kararırken gözlerini de kısmıştı.
"Rüyanda yürek filan mı yedin?"
"Hayır." Ah! Birde salak gibi cevap vermiştim. Dudakları alayla iki yana kıvrılmıştı.
"Boyun gibi aklında kısa galiba?" kırıcı olmaya başlıyordu. Benim gibi hazır cevap olan birisine böyle birşey diyemezdi.
"Sende boy varda ne olmuş?" gerçekten yürek mi yemiştim ben? Kafasını arkaya atıp, alaylı bir kahkaha patlattı.
Kahkahası sanki keskin bir bıçak sayesinde kesilmiş, seri katil bakışlarını anında bana dikmişti. Değişen ruh hali o kadar korkutucu ki.
"Ne hakla benim telefonumu kurcalarsın?" sinirle üstüme yürüyüp kolumu kavradığında hayret edercesine bakmıştım.
"Be-"
"Sen ne?! Neyim oluyorsun da kurcalaya biliyorsun?" sanki biri suratıma soğuk suyu çarpmış gibi etki yaratırken, gerçekler canımı yakmıştı.
Lanet olsun! Gözlerim hemen dolmak zorunda mıydı? Kafamı kaldırıp dolu olan gözlerimi gözlerine diktim. Belki kalbimi nasıl kırdığını anlardı. Dolu olan gözlerime baktığında sanki gözlerinde olan öfke gitmiş yerine adını koyamadığım duygular gelmişti.
Kolumu ani bir şekilde ellerinin arasından kurtarıp adımlarımı odanın çıkışına doğru atmaya başladım. Odanın ortasında durup omzumun üstünden ona doğru baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Novela Juvenil"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...