Multi Medya; Karakterler.
Tekrardan başlayan yağmurla, sinirle bana doğru adımlarını atmıştı. Neden sinirliydi ki? Kaç defa aramıştım onu telefonuna bakabilirdi.
"Sen...sen beni delirteceksin!" sinirle bileğimden tutup kendine doğru çekti. Bende kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Telefonuna keşke bir baksaydın!" benden böyle bir tepki beklemiyor olacak ki, hafif büyüyen gözleriyle bunu kanıtlıyordu.
"Nereden bilebilirdim ki, prensesemizin yine rahat durmayıp evden çıkacağından!" sinirle oda bana bağırıp biraz daha yaklaştı. Dedikleriyle berbat olan sinirlerim iyice koyvermişti.
"Nasıl buldun beni?!" gözleriyle etrafımıza bakınıp tekrar bana baktı.
"Bağırıp durma!" ironi olan bana bağırma deyip, kendisinin bağırmasıydı. Ellerinin arasından kurtulup, adımlarımı yavaş yavaş attım.
Bileğimi büyük elleri kavrayıp, yine ve yine peşinden sürüklemeye başladı. Ne olmuştu yine öfkeyle harmanlanmıştı mavilikleri. Sürekli çocuk gibi beni azarlamasından nefret ediyordum. Arabanın yanına geldiğimiz de sertçe beni bindirip, suratıma kapıyı çarpıp kendi yerine geçmişti. Gözlerimin dolmasıyla, bakışlarımı ellerime çevirmiştim. Hızlanan arabayla sinirlerini yatıştırmak için yaptığını anladım.
"Bana böyle davranmadan nefret ediyorum..." titrek çıkan sesim birazdan ağlayacağımın habercisiydi. Dediğimi duymamış gibi biraz daha hızlanmıştı.
"Ne yaptım yine?" gözyaşlarım rahat durmayıp bir bir dökülürken hıçkırmamak için kendimi zor tuttum.
"Büyümelisin berva! Sorumsuz davranarak ne yapmaya çalışıyorsun?!" arabanın içinde kükremesiyle yerimde irkilmiştim.
"Be-ben seni kaç kere ara-"
"Görmedim! Nalet olsun görmedim! Bu senin evden habersiz çıkacağını göstermez!" saçma bir konu yüzünden üstüme geliyordu.
"Baksaydın o zaman! ben seni aramayı akıl etmişken, sende telefonuna bakmayı akıl etseydin!" ani frenle hızımı alamayıp öne doğru savrulmuştum. Titreyen ellerimle yüzümü kapatıp sakinleşmeye çalıştım.
"Ulan...küçük çocuk gibisin! Sen akıllanmadın mı?! Ya seni bulamasaydım?!" kaçırıldığım zamanı yüzüme vurmasıyla şok geçirmiştim. Bu adam mı bana sabah aşkla bakıyordu?
Ona doğru hayretler içerisinde bakarken, dediği şeyleri yeni fark etmiş olacak ki sinirle gözlerini kapayıp bir kaç küfür mırıldandı.
"Haklısın...küçük çocuk gibi davrandım. Sana da dert oldum kusura bakma." hıçkırığım ağzımdan kaçarken, mavilikleri bu kez şefkatle kaplanmış bana uzanan elini itmiştim.
"Berva..."
"Dokunma bana, gitmek istiyorum." gözlerini yumup biraz öyle bekledi. Bu sefer gözlerimin içine bakıyordu. Bakışlarımı ondan çekip yola baktım. Şuan onun yanında durmak istemiyordum. Gözlerimden akan yaşı silip, gözlerimi yumdum. Çalıştırılan arabayla derin bir nefes alıp eve gitmeyi bekledim.
Yarım saat sonra arabanın durmasıyla, ona bakmadan arabadan inip hızla eve yürüdüm. Onu görmek istemiyordum. Beni bu kadar kıracağını beklemiyordum. Hızla evin ziline basıp kapının açılmasını bekledim.
Edizin kapıyı açmasıyla onu umursamadan hemen eve girdim.
"Berva!" arkamdan adımı seslenen doğuyu umursamadan, salona geçtim. Hepsi salonda oturmuş televizyon izliyordu. Onları umursamadan odama girecek iken doğunun kükreyen sesiyle korkuyla yerimde durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Teen Fiction"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...