Medya; Ediz Güngör ve Nilay Ilgaz
Karşımda şuan hafif sinirle bize bakan bir adet Kuzey Abay vardı.
Bengü koşarak kuzeyin boynuna atlarken, nilay levyeyi arabanın bagajına koymuştu. Nilay sinirle kuzeye dönerken ben hâlâ şaşkınca etrafıma bakıyordum.
"Manyak mısın sen?! Nasıl korktuk haberin var mı senin?!" nilayı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Zaten tanışalı şurada kaç gün olmuştu ki.
Kuzey bengüden ayrılarak kolunun altına almıştı. Gözleri beni süzüp nilaya dönmüştü.
"Bende keyfimden sizi takip etmiyordum. İşler bugünlerde biraz karışık. Sizi tehlikeye atmamak için takip ediyordum." bengü iyice kuzeye sokulurken nilay kafasını arkaya atıp gökyüzüne baktı.
Onların iyi işler yapmadığını biliyordum ama bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum.
"Sabah gelen o ada-"
"Oraları karıştırma nilay." kuzeyin ciddi hali biraz doğuyu anımsatıyordu. Kesin tonda konuşmaları aynı gibiydi.
Nilay kafasını olumlu anlamda sallayarak pek irdelemedi konuyu. Kuzeyin bakışları bana dönünce hafif tebessüm etmişti. Bende ona tebessüm edip kafamı yere eğdim. Nereye düşmüştüm ben?
"Hadi siz binin, bengü benimle gelsin. Arkanızda olacağım."
"Tamam." nilayla hemen arabaya binip yola koyulduk. Aklımda ki bir kaç soruyu nilaya sorsam acaba cevap verir miydi?
"Nilay?" kısa bir an bana bakış atıp tekrar yola döndü.
"Efendim?" ellerimi birbirine sürtüp soracağım soruyu kafam da tartıyordum.
"Şey...tehlikeli işler yapıyorlar biliyorum ama bir insanın canını yakacak kadar tehlikeli mi bu iş?" nilay dikiz aynasından arkayı kontrol edip derin nefes aldı.
"Bak berva onların yaptığı işler iyi bir iş değil. Edizle kuzey mecbur değil ama doğu bu işi yapmak zorunda. Edizle kuzeyde ona yardım ediyor."
"Neyle ilgili bu iş?" nilay bana bakıp direksiyonu daha sıkı kavradı.
"Uyuşturucu." ağzımdan kaçan şaşkın nidamla nilaya bakıyordum. Ne diyordu bu kız? Ne uyuşturucusu?
"Bak, bana daha fazla birşey sorma eğer hâlâ sorun varsa bunları doğuya sor." arkama yaslanıp bakışlarımı dışarıya diktim. Doğu da çok güzel sorularıma cevap verirdi ya(!)
Sitenin içerisine girdiğimiz de derin bir nefes aldım. Evin önünde durunca hemen indim. Arkamızda duran kuzeyde inince hep beraber eve doğru yürüdük. Kapının önüne gelince tekrardan derin bir nefes aldım. Kuzey anahtarla evin kapısını açarak geçmemiz için yana kaymıştı.
Kabanımı çıkarıp askılığa asmıştım. Postallarımın bağcıklarını da çözüp kenara koydum. Onlar her ne kadar eve ayakkabı ile girseler bile ben rahatsız oluyordum. Dışarının pisliğini eve niye getireyim ki?
Korka korka salonun kapısına kadar geldim. İçeriye doğru bi adım attığımda, gözlerim doğuyu aradı.
Pencerenin önünde durmuş dışarıya bakıyordu sırtı bana dönüktü. Gözlerimi diğerlerinin üstünde gezdirince korkum biraz daha arttı.
Bengü ile nilay suçlu gibi bir koltukta oturmuş kafaları eğikti. Edize baktığım da sinirle nilaya bakıyordu. Kuzey zaten bengüye kıyamıyordu bile.
İçimden sakin olmamı söyleyip dururken salonun ortasına doğru geldim. Doğunun sırtı hâlâ bana dönüktü ama sinirli olduğu o kadar belliydi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Teen Fiction"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...