16."ABAY CLUB"

5.3K 168 13
                                    

Multi Medya: Doğu Abay

Neydi bu içimde ki titreyiş, acı? İçimde ki büyümeyi bırakmış küçük kızın haykırışları kulaklarımı çınlatıyordu.  Titreyen elimle kutunun içinde ki paramparça olmuş fotoğrafı almak için uzandım.

Dudaklarımın arasından sessiz kaçan hıçkırıkla, paramparça olan resmin geride bıraktığı yıkıntıyı toplamaya çalışıyordum.

Avucumda topladığım kağıt parçalarını göğsüme bastırıp gözlerimi yumdum. Sahip çıkamamıştım annemden bana kalan tek hatıraya.

"Berva?" oturduğum yatakta iki büklüm olup, hâlâ elimle göğsüme bastırıyordum kağıt parçalarını.

"Berva!" doğunun yanıma çökmesiyle, canım acır gibi inilti kopmuştu dudaklarımdan.

"Güzelim ağrın mı var ha? Ne oldu?" iki eliyle kollarımı tutmuş göğsümden ayırmaya çalışıyordu.

"Annem..." hıçkırıklarımın arasından ellerimi yavaşca göğsümden ayırıp, avuçlarımı açıp ona doğru uzattım.

"Bak...anneme ne yapmışlar..." tekrar acı çeker gibi dudaklarımın arasından inilti kaçarken. Doğu avuç içimde ki paramparça olan resme bakıyordu.

"Ben şimdi annemin yüzünü nasıl aklımda tutacağım?" doğunun bakışları bana dönerken, çaresizce avuçlarıma baktım.

Doğunun eli enseme gidip, beni kendine çekip alnıma dudaklarını bastırdı. Gözlerimi kapatıp avuç içimde ki kağıtları sıktım.

Doğu benden ayrılıp beni de ayağa kaldırdı. Küçük bir kız gibi elimden tutmuş salona sürüklüyordu.

Büyük sehpanın yanına oturup beni de yanına çekti.

"Sen şimdi burada otur, ben hemen geleceğim." kafamı onaylar biçimde sallayıp, hâlâ yanaklarımı ıslatan gözyaşlarımı kolumla sildim.

Doğu yanımdan kalkıp bir yere giderken bende avucumda ki kağıtları sımsıkı tutuyordum. Bir daha zarar gelecekmiş gibi hissediyordum.

Beş dakika sonra doğu elinde bir kaç yapıştırıcı ile yanıma gelip oturdu. Ben ona anlamsızca bakarken o elini bana doğru uzatıp şevkatle gülümsedi.

"Ver." elimde sımsıkı tuttuğum kağıt parçalarını yavaşca koca avucuna bıraktım. Doğu elinde ki kağıt parçalarını sehpaya koyup hasar tespiti yapıyordu.

Bacaklarımı kendime çekip marifetli parmaklarını izlemeye başladım. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğim de sanki dünyanın en önemli işini yapar gibi bir ifade vardı. Çatık kaşları, dağınık saçları, kemikli suratı...

Burnumu çekip bakışlarımı tekrar sehpaya çevirdim. Bir kaç parçayı yan yana getirerek diğerlerini bulmaya çalışıyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapalıp açılırken kendimi zorluyordum.

Doğu bana bir bakış atıp elindekilerini bıraktı.

"Gel." kollarını açmış beni bekliyordu. Burnumu çekip yerimden kalkıp kucağına yerleştim. Kafamı göğsüne yaslayıp, kucağına sindim.

Kafamın üstüne varla yok arası öpücüğünü bırakıp kaldığı yerden devam etmeye başladı. Gözlerimi açmakta zorlanırken, iyice doğunun kucağına mayışmıştım.

"Sabah annenin yüzünü göreceksin hadi uyu." kulağıma fısıltısı ninni gibi gelip gözlerimi kapayıp kendimi uykuya teslim ettim.

Sağıma doğru ufak mırıltılarla dönüp iyice yayıldım. Uykunun sarhoş etkisinden hemen kurtulup yerimde doğruldum. Yattığım yerde göz gezdirince kaşlarım hafif çatılmıştı.

Berva Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin