Hatalarım varsa kusura bakmayın..
İyi okumalar...
Genç kız gözlerini zorlukla aralarken, gözlerinin ilk karşılaştığı beyaz tavan olmuştu. Zihnine yaşadıkları her şey bir bir yavaşça düşerken, göz pınarları yine yaşlarla dolmuştu.
Yavaşca yerinden doğrulmaya çalışırken, üstünün çıplaklığını gördüğünde ağzından küçük küçük hıçkırıklar kaçmıştı. Üzerine beyaz çarşafı çekerken, bedeni şokla sarsılıyordu. Olamazdı değil mi?
Bedenine sardığı çarşafla yataktan kalkarken, kasıklarındaki sızlamayı umursamadı. Yataktan kalkıp, kapıya doğru baktı. Gözyaşları boynuna doğru akarken, gözleri bu sefer yataktaki kırmızı noktaya kaydı.
Yapmıştı. Berva'yı öldürmüştü. Gördükleriyle çılgına dönen genç kız, boğazı patlarcasına çığlık atıp, etrafa saldırmaya başlamıştı.
"Hayır! Hayır! Allahım!" bilinçsizce ellerini saçlarına geçirirken, delirmiş gibi haykırarak ağlıyordu. Sonunda kız yıkılmış bir şekilde yere çökmüştü.
Kaç saat öylece haykırarak ağlamıştı genç kız sesi kısılana kadar, gözünde yaş bırakmayacak şekilde haykırarak ağlamıştı. Gözleri o yataktaki kırmızı noktadan ayrılmazken, oturduğu yerden delirmiş gibi sallanarak söyleniyordu.
"Öldürün beni.."
Doğu geldiği ıssız yerdeki gece konduları geçip, hızla Berva'nın olduğu tahmin edilen evin kapısının önüne geldi.
Geceden beri gitmedikleri yer kalmamıştı. En son burada olacakları tahmin edilmişti. Doğu içinden umarım geç kalmamışımdır diye dua ederken, elindeki silah ile kapının girişine iki el sıkıp, kilidi kırmıştı.
Ediz ile içeriye hızla girerlerken adamlarını dışarıda bırakmıştı. Kalbi korkuyla atarken, girdiği salonun koltuğun dibinde Cihanın yıkılmış bedenini görmüştü.
Hızla yanına ilerleyip, gömleğinin yakalarından tuttuğu gibi kafayı geçirmişti. Öfkesine engel olamadan hızla bir yumruk geçirdiğin de, Cihan yere yapışmıştı.
Hırlayarak üstüne çullandığında, Ediz geri çekmişti.
"Şimdi dövmenin zamanı değil, git içerlere bak Berva orada mı diye." kendin geçmiş gibi yerde yatan Cihan'a son kez bakıp, hemen içeriye doğru koşmuştu.
Bir yerden mırıldanma sesleri gelirken, Doğu sanki göreceklerini anlamış gibi kalbi hızla atmayı başlamıştı. Mırıltının geldiği odanın kapısından baktığında, gördükleriyle iri cüssesi sarsılmıştı.
Sevdiği kadın yerde oturmuş, üzerinde beyaz çarşafla ileri geri sallanırken, tek bir noktaya bakıyordu. Yataktaki kan, Doğu'nun gözlerini doldururken, ellerini saçlarına daldırarak sırtını duvara yaslayarak yere çöktü.
Berva'nın odada 'öldürün beni' diye sesi duyulurken, Doğu sevdiği kadının bu haline dayanamamıştı. Gözlerindeki yaşlar yanaklarına düşmüştü teker teker.
Elleriyle yüzünü kaparken, omuzları sarsılarak ağlıyordu genç adam.
Genç kız arkasından gelen ağlama sesleri ile sallanmasını durdurup o sesi dinledi. Gözleri hızla dolarken, utançla kafasını eğdi. Sevdiği adam, Doğu gelmişti.
"Öldür beni.." diye hıçkırarak söylediğinde Doğu, ellerini yüzünden çekip Berva'nın sarsılan bedenine baktı. Titrek bir nefes alarak, yalpalayarak ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Teen Fiction"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...