Medya; Erdinç Arslan.
Şaşkınca çocuğun hâlâ arkasından bakıyordum. Omzuma atılan elle irkilip sağıma döndüm.
"Sorun mu var?" kuzeyin hafif çatılmış kaşlarına bakarak kafamı olumsuzca salladım.
"Hayır... Hayır yok birşey." kuzey gülüp beni kolunun altına alarak okula doğru yürümeye başladı.
"Bengü gelmedi mi?" kuzey bana bir bakış atıp, önüne döndü.
"Sınıftadır, bakarız şimdi." kuzeyi kafamla oynaylayıp okula girdik. Okul geniş ve ferahtı. Koridorda ki panoların üstünde değişik afişler, duyurular vardı. Yukarı çıkan merdivenlere yöneldik. Aklıma o çocuk gelince etrafıma bakındım.
Nereden biliyordu benim yeni geldiği mi? Doğunun işi olabileceğini düşündüm ama bana söylerdi. Söylerdi dimi?
Kafam da ki düşünceleri atıp bir sınıfa girdik. Sınıfta göz gezdirince camın orada kız arkadaşlarıyla konuşan bengüyü gördüm.
"Sincap?!" kuzeyin seslenmesiyle bengünün bakışları sınıfın kapısına dönünce hemen tebessüm edip koşarak kuzeyin boynuna atladı. Kuzeyin kolunun altından çıkıp onlara baktım.
Bengü kuzeyden ayrılıp bana sarılınca bende ona sarıldım. Görende yıllardır görüşmüyoruz sanar.
"Hoşgeldin yeni okuluna canıım."
"Sağol."
Okul formam bengünün dikkatini çekmiş olacak ki gözleriyle pantolonu gösterip kafasını sallamıştı. Gözlerimi devirip bende pantolonuma baktım.
"Doğunun işleri işte." bengü hınzırca gülüp bana baktı.
"Güzel değil mi aşkım? Sana da alacağım bundan bir tane. Şu eteğe bak, kumaş yetmemiş sanki." Bengü kuzeye gözlerini devirip sıkıntılı derece de ofladı.
"Alırsın aşkım alırsın." Kuzey bengüyü onaylamaz şekilde kafasını sallayıp bana döndü. Bir kolunu bana, diğer kolunu da bengüye atıp sınıftan çıktık. Bengü kuzeyi benden kıskanmıyor olması çok güzeldi öyle olsaydı şuan saçımı başımı yoluyor olurdu herhalde.
Bengünün sınıfının çaprazında ki sınıfa girmiştik şimdi de.
"Bu da yeni sınıfın." kuzey beni oturduğu yere sürükleyip sıraya oturttu.
"Benim yanımda oturacaksın emir büyük yerden." bengü pis pis sırıtıp bana yaklaştı.
"Evet burada otur, şunu da arada kontrol et." çaprazında ki kuzeyi gösterek göz kırpmıştı. Bende ona göz kırparak gülümsedim.
"O iş bende."
"Kızlardan korkulur hacı." kuzey söylenerek etrafına bakınca, bengü dirseğiyle kuzeyin boşluğuna vurup tek kaşını kaldırdı.
"Birşey mi dedin canım?" sormaktan çok 'Lafını geri al!' dermiş gibi söylemişti. Kuzey boşluğunu tutup zorla gülümseyerek bengüye baktı.
"Havalar çok soğuk değil mi?" birden konuyu değiştirmesiyle kıkırdayıp sınıfa girenlere baktım. Bir kaç kızın arkasından sabah ki çocukta girince kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Aynı sınıfta olamazdık. Tekin bir çocuğa benzemiyordu. Ona bakmış olduğumu anlamış gibi bakışları bana dönüp tek kaşını kaldırıp sonradan göz kırparak arka sıralara geçti. Derdi neydi bunun?
Zilin çalmasıyla bengü koşarak sınıftan çıkmış, kuzeyde yanıma oturmuştu. Omzumun üstünden o çocuğa bakmak için kafamı hafif çevirdim. Bakışlarım bakışlarıyla kesişince hemen önüme döndüm. Niye bakıyordu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Novela Juvenil"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...