"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...
Kaç yaşımdan beri bu kelimeyi ondan duymayı bekliyordum. Bazı geceler korkup ona sokulup uyuduğum günler geldi aklıma. Beni sarsın isterdim, geçecek korkma demesini beklerdim. Biliyordum ama isteyip yapamadığını. Çaresiz inlemeleri ile yanımda olduğunu belirtirdi. Alt dudağım yaşadığım duygu karışıklığı yüzünden titrerken dudaklarımı aralayıp bir şey diyemedim.
"Doğu.. Oğlum.." titreyen sesi ile yanağıma damlayan yaşla birlikte gözlerimi yumdum.
"Nerdesin oğlum? Yanıma gel hadi.." derin bir nefes aldım.
"Gelemem.." fısıltı gibi çıkan sesimi duyduğundan emin değildim. Uzun bir sessizlikten sonra derin bir nefes aldığını duydum.
"Gelemiyorsan önemli bir şey var. Gelmeni bekleyeceğim oğlum.." bir kaç hışırtı olurken bu sefer o lanet sesi duydum.
"Ne demek gelemiyorum?! Annenle konuştun farkında mısın sen?! Çabuk ne işin varsa bırakıp geliyor-" telefonu suratına kaparken, gözlerimi açıp yola baktım.
"Burada ineyim." taksi müsait bir yerde dururken, cüzdanımdan taksimetrenin tutarının biraz daha fazlasını verip arabadan indim.
Derin bir nefes alırken, kaç gündür yaşadıklarım artık beni zorluyordu. Berva'nın kaçırılıp böyle bir olay yaşaması, annemin konuşması. Gözlerimin önü hafif kararırken Berva'nın 'Çabuk gel lütfen..' sesi kulaklarımda çınlamıştı. Kendime gelebilmek için olduğum yerde durup, gözlerimi bir kaç saniyelik yumup geri açtım. Yıkılmanın zamanı değildi.
Biraz ileride duran mağzaya zar zor kendimi atmıştım. Askılarda duran eşofmanlara bakarken, Berva'nın hem bedenine uygun hem de rahat olması için dikkatli incelemeye çalışıyordum. Gözüme kestirdiğim kıyafetlere uzanıp aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hemen Berva'nın bedenine göre olanını alıp, iç çamaşır bölümüne ilerledim. Ordan da alacaklarımı alıp kasaya yöneldim. Fazla vakit kaybetmek istemiyordum. Kasaya ödemeyi yapıp hemen dışarı çıktım.
Caddeden geçen taksiyi hemen durdurup hastanenin adını verip arkama yaslandım. Derin bir nefes alıp, gözlerimi kapattım. Kendimi iyi hissetmiyordum. Başımın içinde susmayan çığlık sesleri kanımı çekiyor gibiydi. Uykusuzluğun getirdiği yorgunlukla, bedenim yenik düşmüştü.
Taksicinin seslenmesi ile uyuyakaldığım yerden sıçrayarak uyanmıştım.
"Geldik abi." benden bir kaç yaş küçük olduğu belli olan genç'e kafamı sallayarak cevap verdim.
"Eyvallah kardeşim." cüzdanımdan yine taksimetrenin tuttuğu fiyatın üstünde para uzatıp, poşetleri alarak arabadan indim. Hızlı adımlarla hastaneye koşar adım ilerledim. Saate baktığım da 1 saati geçtiğini gördüm. Ağzımın içinde küfür mırıldanarak hastanenin içine girdim.
