9."Seni seviyorum."

6K 204 27
                                    

Medya; Doğu Abay.

Bu nasıl bir işkenceydi? Sanki birisi kalbimi canlı canlı ellerinin arasına alıp sıkıyor gibi hissediyordum. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Ne düşündükleriyle ilgilenmiyordum bile. Neden böyle bir tepki verdiğime hepsi şaşırmıştı. Kimse bilmiyordu ki o dipsiz mavilere nasıl tutulduğumu. Nasıl yandığımı kimse bilmiyordu.

Hepsi şaşkınca bana bakıyordu. Bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Eğer gücüm olsaydı arkama bakmadan buradan koşarak gitmek isterdim. Annemin yanına. Şuan ona öyle ihtiyacım vardı ki.

Titrekçe aldığım nefesi tekrar dışarı verememiştim. Doğu bana öyle bakarken nasıl nefesimi dışarı verirdim ki.

Doğu hemen belinden tuttuğu kızı edize doğru itmişti. Kız sendeleyince ediz kolunu tutmuş yanına çekmişti. Oda herkes gibi ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Doğu bana doğru adım atınca bende geriye doğru adım atmıştım. Artık burada beni hiçbir şekilde tutamazdı.

Tekrar bana doğru bir adım atınca bende geriye doğru atmıştım ki kapının girişine takılıp tam düşecekken, o kızı tuttuğu gibi atik bir şekilde beni de belimden yakalamıştı.

Benim de şuan kollarımı boynuna sarmam gerekirdi ama yapmadım. Gözlerimin içine tuhaf bir şekilde bakıyordu. Sanki birşeyleri açıklamak ister gibi yada ben öyle sanıyordum. Ellerimi göğsüne koyup belimdeki ellerini çeksin diye ittirmiştim. Yerinden bir cm bile kıpırdamamıştı.

Galiba ilk defa bu kadar uzun süreli bakmıştım gözlerine.

Kafamı eğip "Bırak beni." demiştim. Gözlerinin içine bakıp konuşacak cesaretim yoktu. Sanki bu cümleyi kurmamı bekler gibi belimdeki ellerini daha da sıklaştırmıştı asla bırakmayacak gibi.

Salondakilere baktığım da film izler gibi bizi izliyorlardı. Az önce doğunun tuttuğu kız şimdi edize sarılıyordu. Kaşlarım istemsizce çatılırken doğunun beni göğsüne doğru çektiğini hissettim.

Kafam doğunun göğsünde kıza kötü kötü bakışlarımdan atıyordum. Kız benim bakışlarıma rağmen gülümsemişti. Gülümsemesi güzeldi.

Ben hâlâ ona sinirle bakarken ortamı yine kuzey bozmuştu. Bozması da iyi olmuştu bir bakımdan.

"Uzaylı gibi bakışmalarınızı keser misiniz? Kız kötü bir rüya gördü anlaşılan." benden bahsettiğini biliyordum. Ağlamamı kabus gördüğüm için sanmıştı ki böyle sanması beni rahatlatmıştı. Gerçeği anlasalar utancımdan yüzlerine bakamazdım.

"Kabus mu gördün?" kulağımın dibinde ki fısıltı düşüncelerimden çekip almıştı beni. Kafamı onaylar şekilde sallayınca kafamın üstüne hafif bir öpücük konudurup beni iyice göğsüne bastırmıştı.

"Korkma, ben buradayım." ben bu adamı nasıl paylaşabilirdim ki? Aramızda hiç birşey olmamasına rağmen davranışları o kadar içtendin ki. Bilmeden beni kendine daha çok bağlıyordu. Dayanamayıp kollarımı beline dolamıştım. Boyu uzun olduğu için kollarım yetişmiyordu boynuna.

Kokusunu içime öyle bir çekmiştim ki, bir daha ciğerlerimden bu koku çıkmamasını ister gibi. Şuan kimse olmasaydı kollarının arasında hıçkırarak ağlamak isterdim. Son olaylar beni biraz da olsa yıpratmıştı.

Yalandan öksürme sesiyle farkında olmadan kapanan gözlerimi açmıştım. Doğudan kollarımı ayırıp yüzüne baktım. Yüzünde, beklemediğim tebessümle bana bakıyordu. Bende ona tebessüm etmiştim ama tekrardan gelen yalandan öksürme sesiyle doğu sinirlenmişti.

Berva Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin