32."Oğlum.."

4.6K 170 33
                                    

Hatam varsa kusura bakmayın. Bölümü medyadaki şarkı ile dinleyip okumanızı tavsiye ederim.

İyi okumalar...

Geldiğim hastane önündeki bankta öylece oturmuş, dudaklarımın arasındaki sigarayla etrafa bakıyordum. İçeri bir türlü girecek dermanı kendimde bulamamıştım.

Sigarayı parmaklarımın arasına alıp, son kez zehirli dumanı ciğerlerime hapsedip fırlatıp attım. Yavaş yavaş burnumdan sinsice sızdan duman ile birlikte ayağa kalktım.

Dağılmış olan saçlarımı iyice elimle dağıtıp, yürümeye başladım. Nasıl hareket edeceğimi bilmiyordum. Onunla nasıl iletişim kuracağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey onu daha fazla incitmek istemediğimdi.

Hastanenin içine ağır adımlarla girip, etrafta umursamazca gözlerimi gezdirdim. İçime yerleşen sıkıntıyla derin nefes aldım. Bu sefer adımlarımı hızlandırıp, hızla Berva'nın kaldığı odaya ilerledim.

Kapının önündeki oturaklarda oturan Edizle göz göze gelmiştik. Beni gördüğü gibi ayaklanırken, yanına çoktan varmıştım.

"Nereye gittin?" üzerimi inceleyip, tekrar gözlerini yüzüme çevirmişti.

"Bir sorun var mı?" ifadesiz sesim dudaklarımın arasından usulca çıkmıştı.

"Hayır, uyuyor." elimle omzuna dostça vururken, diğer elimi uzatıp kapının kolunu tuttum. Kapıyı aralayıp içeriye gireceğim sıra Ediz'in sesi ile durdum.

"Öldürdün mü?" o piçin son görüntüsü gözlerimin önüne gelirken, sadece kafa sallamakla yetinmiştim. İçeriye girip, direk gözlerimi tükenmiş bedenine çevirdim.

Yavaş yavaş yanına yaklaşırken, gözlerinin açık olduğunu fark etmem ile kalbim hızla atmaya başlamıştı. Korkuyordum. Benden korkacağını bilmek beni bitiriyordu. Elimi kolumu bağlıyordu.

Yavaşca yanındaki koltuğa çökerken, geldiğimi anlamamıştı galiba. Çünkü gözlerini diktiği ay ışığından çevirip bir kere bile bakmamıştı bana.

Yüzünü incelerken, göz altlarının çöktüğü oturduğum yerden bile belli oluyordu. Onu korkutmamak için nefes alışverişlerimi bile yavaşca alıp veriyordum.

"Niye geldin?" dudaklarının arasından çıkan iki kelime ile heyecandan gözlerim iri iri açılmıştı. Benimle konuşcağını sanmıyordum bile.

"Birtanem..ben hep senin yanındayım." gözlerini sıkıca yumup, yutkunmuştu. Ellerim ona uzanmak istese bile kendimi zor tutuyordum. Şuan ona dokunmamı belki istemezdi. Korkardı.

"Olma yanımda. Git." gözlerini açmadan konuştuğunda dedikleri ile kaşlarım çatılmıştı. Derin bir nefes alıp, sakin olmaya çalıştım.

"Güzelim, yapma böyle. Ne olursa olsun hep senin yanındayım. Sensiz ben..nefes alamam ki Berva.." gözlerimin derinden sızlaması ile içimden kendime bir küfür savurdum.

Kapalı gözlerinden irice bir yaş tanesi yanağına yuvarlanırken, parmaklarım silmek için uzanmıştı ama silemeden yumruk olup geri indirmiştim ellerimi. Ona dokunamamak...

"Ben..ben yapamam Doğu. Lütfen git, benim için git. Ben..bu utançla yaşayamam, ba-bakamam yüzüne..ne olursun.." hıçkırıkları yüzünden konuşması bölünürken, dedikleri nefesimi kesmişti.

Berva Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin