Multi medya; Ediz ile Nilay.
Hatam varsa kusura bakmayın, iyi okumalar.
Bedenim de ki ürpertiyle zorlukla gözlerimi açıp kendime gelmeye çalıştım. Hâlâ aynı soğuk betonda yattığımı fark edince hıçkırarak ağlamaya başladım.
Kurtulamayacaktım buradan. Zorlukla yerimde doğrulup, çevreme bakınıp ağlamaya devam ettim. Nasıl bulacaktım yolu mu?
Oturduğum yerden kalkmak için yeltendiğim de tekrardan o adam çıkmıştı karşıma. Elimi ona doğru uzatıp, haykırmaya başladım.
"Gelme! Lütfen gelme! Bırak beni!" adam sinsice yaklaşmaya devam ederken, ben kalkmak için debeleniyordum.
Adam yanıma doğru çökünce kafamı ellerimin arasına alıp, çığlık çığlığa bağırmaya başladım.
"Berva!"
Bana uzanan elleri gördükçe, çığlıklarım boğazımı yırtıyordu artık.
"Daha bitmedi güzelim."
Yerimde doğrulurken beni saran kollardan kurtulmaya çalışıyordum. Çığlığım her tarafı inletirken, beni saran kollar daha sıklaşmıştı.
"Tamam güzelim geçti! Bak buradasın!" göz yaşlarım yanaklarımı ıslatırken, beni saran kollardan kurtulmaya çalışmam son bulmuştu.
Hâlâ yaralı bir ceylan gibi acı içinde inleyerek ağlıyordum. Kafamın üstüne sakinleştirmek için öpücüklerini sıralayan doğunun varlığına hala inanamıyordum.
Hıçkırıklarım iç çekmelere dönünce biraz da olsa sakinleşmiştim. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Tekrardan o soğuk depo da olmaktan korkuyordum.
"Çirkin?" doğunun sesini duyunca boğazım da oluşan düğümle gözlerimi daha sıkı yumdum. Ağzımı açınca sesimi bulamayacak gibi hissediyordum.
Doğunun beni kendisinden uzaklaştırmak istemesine huysuzlanarak iyice sığındım kollarına. O da durumu anlamış olacak ki, derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.
Gözlerimi yavaşça açıp, biraz bekledim. Odamdaydım. Derin bir nefes alıp iyice gömüldüm beni saran kollara. Kapının açılmasıyla bakışlarım kapıya dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berva
Teen Fiction"Yapma doğu! Lütfen yapma!" yalvarışlarımı duymuyordu, çünkü o benim doğum gibi davranmıyordu. Sanki bedenini birisi ele geçirmiş gibi hareket ediyordu. Keskin bakışları yüzümde gezinince alayla sırıttı. Bir anda silinen gülüşüyle acı çeker gibi bak...