Küllerin Doğuşu | #20

530 26 3
                                    

Medya: Lisa&Evelyn.

Yeni Kapak Fotoğrafı: TardisBlue_11'e eski adıyla TheQueenofDisasterr'a ait. Tekrar çok teşekkür ederim : ))

LİSA

Alex, aklındaki delice planları uygulamasını engellememem için beni yatak odasına kapattığından beri tırnaklarımın kenarındaki bütün ölü derileri ısırıp koparmayı bitirmiştim. Tabiki kapıyı üzerime kilitlememişti ama koridora adımımı bile atmamam için beni sert bir şekilde uyarmıştı. Alex'ten korktuğum söylenemezdi ama onun sinirlenmiş halinden korkuyordum. Biraz. Eğer yanlarına gidip yapmaya çalıştığı şeyi sabote etmeye çalışırsam bu sefer kapıyı üzerime kilitleyeceğini biliyordum. Bunu bana kendi ağzıyla söylemişti. Ve Alex dediğini yapardı. Ne olursa olsun.

Ellerimi saçlarımın arasından geçirerek derin bir nefes aldım. 

Yarım saat önce kadar evin önünde bir arabanın durduğunu ve içinden muhtemelen şu Jason denen adamın indiğini biliyordum. Gale'in çevresinin geniş olduğunu, her meslekten bir arkadaşı olduğunu biliyordum ama görevden atılmış bir polis ya da her neyse? 

Gale dediğimiz adam işlettiği spor salonunun elektriğini bile kaçak kullanır, keyfi yerinde olmadıkça marketten aldıklarını ödemeden aradan sıyrılırdı. Belki de bu yüzden onu severdim. Gale birçok yönden bana benziyordu ama polislerle arkadaşlığını nasıl kurduğunu merak etmiştim doğrusu. Ben hayatım boyunca onlardan kaçmıştım. Polisler fahişeleri sevmezdi. Kaçak elektrik kullanıp hiçbir zaman vergi vermeyenleri de.

Alex'in ne yapmaya çalıştığını bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı.

Ted bu yaptığımı karşılıksız bırakmayacaktı.

Onun yanında çalıştığım onca zaman boyunca bunu çok iyi öğrenmiştim. Ona kazık atan herkes kazığı dibine kadar geri yemişti. Ted'in istediğini elde edememeye tahammülü yoktu. Sırf daha yavaş çalışmaya başladı diye şu İran'lı kızın bebeğini zorla aldırdığını biliyordum. Kız bir türlü ağlamayı kesmemiş, o gece kafamı kazana çevirmişti. Tabi, o zamanlar Evelyn yoktu. Bunun ne demek olduğunu asla bilemezdim bu yüzden kanlar içinde kalan elbisesine bakıp ağlayan kızı anlayabilmem imkânsızdı. İçine kimin soktuğunu bilmediği birinin bebeğiydi işte, kimin umurundaydı?

Ama şimdi anlıyordum. O İran'lı kız sadece ağlamakla az bile yapmıştı. Ben Ted'i öldürürdüm.

Bekle. Anlıyor muydum? Gerçekten? Başımı iki yana sallayıp üzerimdeki 'Ben Evelyn'in annesiyim' hissinden kurtulmaya çalıştım. Ben onun annesi olamazdım.

"Lisa?" Odanın kapısı iki kez tıklanınca irkilip oraya doğru baktım. Bu Emma'nın sesiydi. "Müsait misin? Evy yanına gelmek istiyor."

"Ah, benimle dalga geçiyor olmalısın." Bunu sesli bir şekilde söylediğimi sonradan fark ettim.

"Kâbus gördüğünü söyledi. Onu Alex'e götüremiyorum, salona girmememi söylemişti." Tabi, balıketli prensesini uyarmayı nasıl unutabilirdi ki? Şimdi içeride ne konuştuklarını daha çok merak etmiştim. Sıkıntıyla bir iç çekip uzandığım yatağın üzerinde doğruldum.

"Tamam, bırak gelsin."

Kapının arasından Evelyn'in küçük yüzü göründü. Ardından açık kumralları ve beyaz geceliği. Güzel görüntüsü bozan tek şey ıslak gözleriydi. Ona yürüyen bir ölü gibi bakmadığımdan olacak, bana sormadan küçük adımlarla yatağın benim olduğum tarafına doğru yürüdü. Yeterince yakınıma geldiğini düşünerek durdu.

"Şey.. Tekrar uyuyana kadar yanında durabilir miyim anne? Yani, Lisa." Ona bana anne dememesi gerektiğini söylediğimi bile yeni hatırlamıştım. "Odamda uyumaya korkuyorum." Başımı sallayıp ona Alex'in tarafını gösterdim.

Küllerin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin