Küllerin Doğuşu | #18

658 27 5
                                    



Medya: Alex&Lisa.

LİSA

"Ne bok arıyorsun burada?!" diye çıkıştığımda beni duymamıştı, ya da duymazlıktan gelmişti. Elindeki hamburgerin son parçasını da ağzına attıktan sonra yatak odamın kapısının koluna astığı siyah deri ceketini omzuna attı. Yanımdan geçip gitmesine izin vermeden önünde bittim. Tüm gücümle onu göğsünden iterken deli gibi görünüyor olmalıydım.

"Ne. Bok. Arıyorsun. Burada. Dedim."
Gözlerimin için alevlenmiş gibiydi. Ellerimin titrediğini, kalbimin korkuyla büzülmeye devam ettiğini hissedebiliyordum. Gözlerim elindeki sırt çantama takıldı. "Ne bu? Çantamla derdin ne seni orospu çocuğu?"

"Çekil önümden, kaltak."
Omzuma bindirerek beni geriye doğru savurdu. "Bana geçen ay vermen gereken ama vermediğin payımı aldım. Bu ayınkiyle birlikte." Alayla çantamı gösterdi. Muhtemelen para dolu olan çantamı. "Orospu beynin saklayacak daha iyi bir yer bulamadı mı?" Dişlerimi sıkıp tüm gücümle çantama doğru atıldım ama Luke'un dirseği çeneme geçince tekrar olduğum yere geri gelmiştim.

"Onu bana ver amcık beyin!" Çantamın bir ucunu tutabilsem de tam olarak elinden kurtaramamıştım. Şimdi avazım çıktığı kadar bağırıyordum. "Seni otuzbirci, buruşuk sikli am biti! Onu bana ver dedim!"

"Bu kim? Yeni sahibin mi?"

"Ver şu siktiğimin parasını amına koyduğumun çocuğu!"


Sol bacağımı kaldırıp baldırına bir tekme savurduğumda acıyla bir küfür etti ama daha sonra elini saç diplerimde hissettim. Beni saçlarımdan çekerek başımı geriye yatırdığında dişlerini sıkmış, zorla gülümsüyordu. Ellerimle saçlarımı kavrayan elini tutmaya çalıştım. Gözlerim canımın acısıyla birlikte dolu dolu olmuştu.

"Abinle böyle mi konuşuyorsun, küçük kardeşim?"


Yüzündeki gülümseme tamamen kaybolduktan sonra beni sertçe duvara doğru itti. Başımı banyo kapısının kirişine gömmüştü. Boğazımdan acı dolu bir çığlığın yükseldiğini duydum.
Kafama aldığım darbeyle birlikte yere düştüğümde görüşüm bulanık olsa da önümdeki sahneyi görebiliyordum.

Alex dış kapının girişinden hızla buraya doğru ilerlerken aniden durdu. Luke'un sırtı bana dönük olduğundan ne yaptığını göremiyordum, ama otomatik bıçağın yerinden çıkarken çıkardığı keskin sesi duyabilmiştim.

"Kahramanlık yapmaya kalmayacaksın değil mi dostum?" Alex ifadesiz bir şekilde bakmaya devam edince boğazından tatmin olmuş bir hırıltı yükseldi. "Güzel."

İçinde aylardır biriktirdiğim bütün paramla birlikte kapıya doğru ilerlerken dönüp Alex'e baktı. Sırıtıyordu. Görebiliyordum. O gerçekten de sırıtıyordu.

"Bu gece onu bir güzel sik, olur mu?"

Evet, bunu diyen benim abimdi.

Luke'la tek ortak noktamız aynı bacak arasından çıkmamızdı, babalarımız bile aynı değildi. Ama yine de bu dediğinin lanet olası kalbimi acıttığını hissettim. Tıpkı bana yaptığı gibi Alex'in omzuna da çarpıp geçerken gözlerim hala ondaydı. Anılarla gerçeklik arasında sıkışıp kalmıştım. Acıyan Luke'un kapı kirişine gömdüğü başım mıydı yoksa kalbim mi, bunu bile ayırt edemiyordum. Anılarım su yüzüne fazla ani çıkıvermişti.

Annemle başka bir adamı düzüşürken gördüğümde 12 yaşındaydım.

Babam öldüğünde 13, Luke'un kankası Collin beni becerdiğindeyse 14'tüm.

Geçirdiğim şok yüzünden bunları hatırlamamam gerekiyordu ama ben her şeyi en ince ayrıntısına kadar öyle bir hatırlıyordum ki..

Garajın buz gibi soğuk zeminini, bana dokunmasını engellemek için Collin'e savurduğum tekmeleri, Luke'un beni bileklerimden tutup yere bastırışını, kızlık zarım yırtılırken attığım çığlıkları ve sonrasında Luke'un Collin'e attığı sırıtışı.. Tıpkı az önce yaptığı gibi yapmıştı. Ben oradan sürünerek çıkmaya çalışırken Collin'e dönüp genişçe sırıtmıştı. Az önce olan şeyden zevk almış gibi. Oysa ben hissettiğim acıyı nasıl durdururum onu bile bilmiyordum. Külotumdaki kan neyin nesiydi, neden yere bastığımda kasıklarıma bıçaklar saplanıyordu, neden artık eskisi gibi hissetmiyordum? Hiçbirinin cevabını bilmiyordum ve hiç kimse bana bunların cevabını vermedi.

Günlerce kilere benzeyen odamdan çıkmadığımı hatırlıyorum. Yatağımın en ücra köşesinde yorganın altında uzun zamanlar geçirmiş olmalıyım, çünkü oradan çıktığımda köşedeki yeni okulun yapımı tamamlanmıştı bile. Zamanın hiçbir şeyi düzeltmediğini de hatırlıyorum. Ne kızlık zarım yeniden birleşmişti ne de ben hala çocuktum.

Küllerin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin