Küllerin Doğuşu | #40

620 27 12
                                    

Medya: Alex&Lisa'dan klasik mutfak atışmaları.

LİSA

Bir ay kadar sonra Ted beni yeniden aradı. Olanları bilip bilmediğinden emin değildim ama bilse bile bu, onu istediğini almaktan alıkoyamazdı. Aramasının Alex'in evde olmadığı bir zaman dilimine denk gelmiş olması ise bir mucizeydi çünkü beni yalnız bırakmamakla kafayı öylesine bozmuştu ki çalıştığı yer yemek arası verdiğinde sabah alamadığı duşu alma bahanesiyle eve geliyordu. Ama duşa ayırdığı vakit sadece on beş dakikaydı, geriye kalan zamanını battaniyenin içinde pinekleyen halimi izlemekle geçiriyordu. 

Ted bana neden hala sormamıştı bilmiyordum ama bunu kurcalamayacaktım. Benim hakkımda gereğinden fazla şey biliyordu ve bunu da bilmesine gerek yoktu. Tabi, bir de karnım sonsuza kadar böyle kalmayacaktı. Eninde sonunda içeriden hava basılmış bir tekerlek gibi şiştiğimde yediğim boku anlayacaktı ve ben o zaman beni bir kez daha tehdit edişine seyirci kalacaktım. 

Dolabımın karşısına geçip giyinmek için kalın bir şeyler ararken gözlerim kapının yanına astığım aynaya takıldı. Karnımda gözle görülebilen bir şişlik yoktu, yemek yedikten sonra asit ve gazlarla şişen sıradan bir göbek gibiydi ama içerden, bunu hissedebiliyordum. Ne kıpırtı ne de başka bir şey. Sadece kasıklarıma doğru giden yolun ağırlaşması ve sertleşmesiydi hissettiğim. Bunu şu son iki gündür daha net hissediyordum. Karnımda bir şişlik yoktu ama yumurtalıklarımın olduğu kısım hiç de düz durmuyordu ve bu durum hiç de hoşuma gitmemişti. Hamile olmakla ilgili bildiğim tek bir şey bile olmamasına rağmen gün geçtikçe yumurtalıklarımdaki şişliğin büyüyeceğini ve karnıma doğru çıkacağını hissedebiliyordum. Lanet olası testin sonucunun pozitif olduğunu öğrendikten sonra sürekli bir şeyler hissediyordum zaten. Bir kaç aya kalmaz delirebilirdim bile. Şimdi olduğumdan daha ne kadar deli olabilirsem tabii.

Ted'in söylediği yere gittim ve yapmam gerekeni yaptım. Koyu renk seyehat bavulu gibi görünen çantanın içindeki malları kimse tarafından takip edilmeden sahibine götürdüm ve para dolu çantayı ise Ted'e getirdim. Beni görünce durdurup konuşmak istedi ama hayır, ona yeterince katlanmıştım. Kafamda bir sürü şey dolanırken onun gevşek hareketlerine katlanamazdım. Benden yaşlarca ve yaşlarca büyüktü ama beni yere yatırıp sikmek istediği her halinden belli oluyordu. Elbette bunu yapacak değildim. Onun sigara kokan nefesini yüzümün önünde hissetmek bile midemi alt üst ediyordu.

Marketten kendime tıkınmak için bir poşet dolusu abur cubur aldıktan sonra eve doğru giden yoldaki üst geçitten geçip merdivenlerden inmeye başlamıştım ki, bir şey oldu. Ayağım basamaktaki bir çıkıntıya takıldı ve rengi solmuş tırabzanları kavrayamadan yere doğru uçuşa geçtim. Belki tırabzanları kavrayamamış ve düşmemi engelleyememiştim ama beni şaşkınlıktan aptala çeviren şey iki elimle sıkı sıkıya kavradığım diğer şeydi.
Karnım.

Böyle bir şeyi daha önce hayatımın hiçbir bölümünde hissetmemiştim. Bir keresinde sokakta bulduğum köpeğim Yeo'nun arabanın altında ezilmemesi için önüne doğru atlamıştım ama bu tam tamına on dört yıl önceydi ve ben sadece renkli şeker çalmaya çalışan çirkin bir çocuktum. Şimdi olan şeyse bundan çok farklıydı. Güm güm atan kalbimin iliklerime kadar işlediği koruma duygusu her yanımı sarmıştı ve ellerimin olduğu yer bu duygunun kimin için olduğunu belli ediyordu. Hamile olduğumu öğrendikten sonra ilk defa kendimden bir ödün verdim ve başımı öne doğru eğerek karnıma doğru baktım.

Bu, onunla kurduğum ilk iletişimdi, ilk bağ. Eğer kafadan üşütük biri olduğumu bilmesem elimin altındaki sıcaklığın arttığını söyleyebilirdim bile. Sanırım bu da.. onun ilk teşekkürüydü.

İlerde onu hiç istememiş olduğumu haykırırken bu anı kalbimin tam ortasına çarpıp acıyı göğsüme yayacaktı. Sen yalancı orospunun tekisin Lisa, diyecektim kendi kendime. Onu kıçın sert kaldırıma çarptığı günden beri istiyorsun.

Küllerin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin