Medya: Alex&Lisa.
ŞİMDİ.
LİSA
Siyah, ince külotlu çorabı bacaklarımdan yukarıya geçirirken öyle yavaştım ki bir bacağımı çorabın içine sokana kadar asırlar geçiyordu. Bunu da yırtarsam giyecek bir başka külotlu çorabım yoktu çünkü. Tırnaklarımı fazla bastırmadan çorabı yukarıya doğru çekmeye çalışırken küfretmeden edemedim.
İnce çorapları sikeyim.
Sıra arkadan fermuarlı siyah elbiseyi giymeye gelmişti.
Arkaya dikilen fermuarları da sikeyim.
Bugün Evelyn'in okulunda anne-baba günü vardı ve dilinden düşüremediği öğretmeni onun dediğine göre benimle tanışmak için can atıyordu. Gale hayalet bir anneyi görmeyi herkes ister diyerek espri yaptığını bile sanmıştı ama sanırım gerçek buydu. Ben uzunca bir süre hem onun hem de diğerleri için hayalet anne olmuştum ve artık canlanmam gerekiyordu. Gözüm aynadaki gergin suratıma takılınca elbisenin takamadığım kemerini koparırcasına çıkardım ve sertçe yere attım.
Anne-Baba günlerini de sikeyim.
Bu veli toplantılarını ya da anne-baba günlerini neden yaptıklarını asla anlayamayacaktım. Ona iyi bir eğitim veriyorlardı işte, muhtemelen hayatının geri kalan kısmında asla kullanamayacağı bilgileri falan, harika. Bunu duymak için takımları çekip ayaklarına kadar gidiyor oluşumuzsa tam bir fiyaskoydu. Ama bunu yapacaktım. Çünkü Evelyn son bir haftadır aynı şeyi söyleyip duruyor ve beklentisini göstermekten çekinmiyordu.
"En güzel anne sen olmalısın, anne. Ben de en güzel kız çocuğu olacağım."
İki çıldırıp bir sakinleşerek de olsa Evelyn'le birlikte seçtiğimiz kıyafetleri giymeyi başardığımda gitme vaktimize çok az kalmıştı, Alex on dakika içinde bizi almak için burada olurdu. Cep telefonumu ve iki gün önce bozdurduğum paradan kalan bozuklukları trençkotumun cebine attıktan sonra yatak odasından dışarıya çıktım. Gale ve Evelyn ağzına kadar ayırdıkları dış kapının biraz önünde dikiliyorlardı. Beni ilk gören elbette Evelyn olmuştu.
"Bir an gelmeyeceksin sandım!" Mavi tüllerden oluşan kısa elbisesiyle birlikte yanıma doğru koşup her zaman yaptığı şeyi yaparak başını karnıma yasladı. "Mükemmel görünüyorsun! O kadar güzelsin ki bütün öğretmenlerim seni kıskanacak!"
Gözlerimi devirdim. Mükemmel. Evelyn benim hakkımdaki neredeyse her şeyi abartmaya bayılıyordu.
"Beni boş ver," dedim parmaklarımı bukle bukle yaptığımız saçlarının arasına geçirdiğimde. "Mükemmel görünen sensin. Oradaki en güzel kız çocuğu olacaksın."
Ela gözleri mutlulukla parladı ve bana daha sıkı sarıldı. Gale ise bu sahneyi iğreti olmuş bir yüzle izliyordu.
"Senin bu haline hiç alışamayacağım." dedi açıkça. "Fazla dokunaklı. Sigaram çıkıp kendiliğinden yanacak şimdi."
"Senin sigaran yanmak için bir sebebe ihtiyaç duymuyor Gale. Konuşmadığın her an yanıyor zaten."
Evelyn'i omzundan destekleyip onunla birlikte dışarıya doğru yürüdüm. Gale evin zaten kapandığı an otomatik olarak kilitlenen kapısını bir defa da onda olan anahtarla kilitlerken hala bana laf yetiştirmeye çalışıyordu. Ona sabaha kadar cevap verebilirdim tabi. Eğer Evelyn küfürlerimi kaldırabilecek kadar büyük ve ben şuanki halimden daha az gergin olsaydım.
"Kocanın günde beş öğün tüttürdüğünü biliyor muydun? Sen uyuduktan sonra daha fazla tüttürüyor. Ölene kadar seninle nasıl evli kalınabileceğini düşünürken bile bir paket sigara anca yetiyor çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllerin Doğuşu
Fiction généraleEtraftaki onca insana rağmen, yalnız. Duyduğu tüm çığlıklara rağmen, sessiz. Ettiği tüm yeminlere rağmen, günahkâr. Bulanıklığın tam içinde, kurtuluştan çok uzakta. Küllerin Doğuşu, iki umutsuz ruhun hikayesi.. Peki aşk, yetebilir miydi külleri yeni...