Küllerin Doğuşu | #21

479 26 12
                                    

Medya: Alex&Evelyn&Lisa üçlüsü.

LİSA

Yastığımın altında titreyen telefonum beni uyandırdığında gözlerim komodinin üzerindeki dijital saate kaydı.

Saat 6:12'ydi. Arayansa Ted.

Tamam, bu anın geleceğini biliyordum. Tüm gece parmaklarım arasına girmiş parmakları sıkıca kavramış bir şekilde öylece uzanırken sabahı düşünüyordum. Neler olacağını. En kötü neler olabileceğini. Onları içine ittiğim çukurdan nasıl kurtarabileceğimi. Alex ya da diğerleri fark etmeden evden çıkıp çıkamayacağımı. Bir şekilde evdekileri atlatıp Ted'in istediğini yaparak Alberto'ya gittikten sonra bana neler olacağını. Ne zaman öleceğimi. Nasıl öleceğimi. Hepsini düşünmüştüm. Evelyn uykusu arasında tekrar bana sarıldığında bile, beni yeniden sessizce ağlattığında bile düşünmüştüm. Bir çıkış yolu bulamıyordum. Alex'in bize dolanmış kolları o kadar sıkıydı ki o anlamadan bu yatağı bile terk edemezdim. O beni bırakmıyorsa benim onu bırakmam gerekirdi ama dün gece söylediği gibi, beni asla yalnız bırakmayacak ya da gitmeme izin vermeyecekti.

Biliyordum. Alex'in gitmeme izin vermemesi, ne olursa olsun beni yanında tutacak olması bizi karanlık bir geceye sürükleyecekti. Bir daha gün ışığını görüp göremeyeceğimizi dahi bilmediğimiz geceye. Ve işte saat daha altı on iki olmasına rağmen, karanlık üzerimize çökmeye başlamıştı bile.

"Ne istiyorsun?" Alex'in uyanmaması için sesimi ne kadar alçak tutmaya çalışmış olsam da sözlerimi bitirir bitirmez gözlerini açıp maviliklerini üzerime dikti. Ted konuşmaya başlayınca telefonu kulağıma daha sıkı bastırdım.

"Lisa, Lisa, Lisa.." İsmimi sıkılmış bir tonda telaffuz ettikten sonra hızlıca bir nefes çekti. "Gecenin bir yarısı çok can sıkıcı bir haber aldım. Küçük orospum arkamdan işler çevirmeye çalışıyormuş." Şimdi sesi sertleşmeye başlamıştı. "Bana bunun doğru olmadığını söyle." Yutkundum. Gözlerim yatağın ortasında uyumaya devam eden Evelyn'e doğru kaymıştı.

"Bunu beni satmadan önce düşünecektin."

"Ne o, sinirlendin mi? Sen benim için çalışan bir fahişesin Lisa, elbette seni satacaktım."

"Alberto'nun beni bir kobay olarak kullanacağını biliyordun. Bana gerçeği söylemedin. Beni kızımı öldürmekle tehdit ettin seni bok suratlı!"

"Ve sen de onu benden koruyabileceğini mi sandın? Pezevenk sevgilinin arkasına saklanarak?" Aniden gülmeye başlayınca telefonu tutan elim titredi. "Şu orospu beynin gerçekten de çalışmıyor, ha?" Pis kıkırdamaları bittiğinde telefonun diğer ucunda olmuş olsa bile viski kokan nefesini ensemde hissettim. "Sadece öğlene kadar vaktin var Lisa. Senin için göndereceğim arabaya binip ait olduğun yere geleceksin. Kucağıma. Yoksa yemin ederim ki ilk alacağım can o güzel gözlü kızınınki olur. Onu becerirken çırpınışlarını sana izlettiririm."

"Kes sesini!" Aniden gözlerime yaşlar dolduğunda Alex'le göz göze geldim. Onun gözleri buz kesmişti.

"Yapabileceğimi biliyorsun. Bugüne kadar tanıdığın kim varsa hepsini gebertirim ve bunu yaparken hemen yanımda olursun. Sevdiğin adamın kanının yüzüne sıçramasını ister misin Lisa? Bağırsaklarını yerden temizlemeyi? Kokmaya başlamış cesedinin yanında becerilmeyi?" Alex, yattığı yerden hızlıca doğrulup ayağa kalktı ve telefonuma doğru uzandı.

"Ver şunu bana."

"Alex bırak da-" Telefonum elimden kayıp gidince irkildim. Ted'in sözleri beni aptala çevirmişti. Neler olduğunu takip edemiyordum.

Küllerin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin