Medya: Lisa.
LİSA
Piç.
Piç herif.
Piç duygular.
Lanet olası gözyaşları!Ben bu değildim. Ben böyle biri değildim.
Ben kimsenin küçük kızı değildim.
Ben ağlamazdım.Odada yalnız kaldığımdan emin olduktan sonra elmacık kemiklerime doğru süzülen bir damla yaşı sertçe sildim. Elimde olsa o damlayı öldürürdüm. Çünkü o damla çok şey anlatıyordu. Canımın acıdığının somut bir kanıtıydı. Gerçeklerin ortaya çıkmasından hoşlanmazdım. Beni duygusuz bir orospu olarak görmesi en iyisiydi. Tekrar duygusuz bir orospu olabilmek ise her gece yatmadan önce dilediğim şeydi.
Hala bir orospu sayılırdım,
Fakat artık duygusuz değildim.Hissedebilmek beni öldürüyordu. Gözlerime baktığında kalbimin ritmini değiştirebiliyor olması dudaklarımın arasından binlerce küfrün çıkmasına neden oluyordu. Hayatıma girdiği günden beri lanet olası farklı biri gibi hissediyordum. Beni farklı biri gibi hissettirmişti.
Ama ben farklı biri falan değildim.
Ben kurallarla yaşamazdım. Naziklikten yoksun ağzı bozuk sıradan bir insandım. İlişkiler bana göre değildi. Aşk sözcükleri ve düzenli bir hayat bana göre değildi. Ben para için erkeklerin sikini yalayabilen bir fahişeydim.
Ben Lisa'ydım. Kıçı kırık işe yaramaz bir herif ve onunla birlikte yaptığım yaşayan en büyük hata için üzülecek değildim.
Tabi eğer o gerçekten kıçı kırık işe yaramaz bir herif olsaydı.
Evet, salaklık edip ona bir söz vermiştim ve her zamanki gibi bunu beceremediğim için karşıma geçip beni azarlamıştı. Sanki götü boklu bir çocukmuşum gibi.
Aptal.
Beni hiçbir şey için azarlayamazdı. Bana hiçbir şeyi zorla yaptıramazdı. İsteyerek doğurmadığım bir çocuk için bana o şekilde davranamazdı. Ona asla izin vermezdim.
Ama veriyordum.
Ona verdiğim söz bile paramparça etmek istediğim kalbim yüzündendi. Lanet olasıca kalbim mantıksız kararlar alıp beni bombok bir durumun içine sokuyordu. Bana tek yararı beni hayatta tutmak ve bahşettiği hayatı boka bulamaktı.
Keşke hissedememenin bir yolu olsaydı ki öyle bir yolun varlığını çok önce keşfetmiştim.
Yalnızca, artık o yoldan yürüyebilecek biri değildim.Piç herif. Piç herif beni değiştirmişti.
Alex.. diye düşündüm içimden. Dişlerimi sıkmıştım. Beni mahvettin.
Odanın kapısı nazik vuruşlarla iki kez tıklandığında gelenin kim olduğunu tahmin edebildim. Eğer Alex olsaydı kapıyı çalmaz, ve Evelyn'i benim olduğum bir odaya tek başına göndermezdi. Evden siktirip gitmiş olmalıydı.
Evelyn cevap vermeyeceğimi ezberlemiş olmalıydı ki, cevaplamamı beklemeden kapıyı araladı.
"Girebilir miyim?" diye sordu kulağıma son derece tatlı gelen bir ses tonuyla.
Lanet. Lanet. Lanet. Lanet!
"Çoktan girdin zaten."
İyice kırılgan bir hal almış kalbim sağ olsun, aslında onunla bu şekilde konuşmak istemiyordum. Çünkü incindiğini görebiliyordum. Hissedebiliyordum da. Eskiden olsa sözlerimin bir insanı yaralaması umurumda olmazdı. Şimdiyse kusacakmış gibi hissediyordum.
O kızmamdan korkuyormuş gibi tepkimi ölçerek yavaş yavaş buraya doğru yürümeye başlayınca ayakta dikilmeyi bırakıp yatağın üzerine oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllerin Doğuşu
Fiction généraleEtraftaki onca insana rağmen, yalnız. Duyduğu tüm çığlıklara rağmen, sessiz. Ettiği tüm yeminlere rağmen, günahkâr. Bulanıklığın tam içinde, kurtuluştan çok uzakta. Küllerin Doğuşu, iki umutsuz ruhun hikayesi.. Peki aşk, yetebilir miydi külleri yeni...