Bölüm 7

912 100 0
                                    

"Anne?"
"Ne oldu fıstık ezmem?"
"Telefonum sende mi, bulamıyorum" dedim hala çantamı karıştırırken.
"Ah, hayır hayatım. Odanı iyice ara."

Annem odamdan çıktıktan sonra pes ettim. Hiçbir yerde yoktu işte. Daha fazla aramayıp Luke ile konuşmak için asansöre bindim. Bir kere gördüğümde 16. kata basmıştı ama hangi daire olduğunu bilmiyordum.

Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Önümde sadece bir daire vardı.
Zaten başka seçeneğim yok. Zile basıp geri çekildim. Kapıyı açıp şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Yeni duştan çıkmıştı. Sarı saçları ıslaklıktan kahverengiye dönmüş yere su damlaları dökülüyordu. Altında gri bir eşofman altı. Üstünde ise hiçbir şey yoktu.
İyi ki de yoktu. Ne diyorum ben.
Dilim tutulmuş bir kelime bile söyleyemiyordum.
"İçeri gelsene." dedi kapıyı sonuna kadar açarak.
İçeri girip etrafa baktım. Burası çok büyüktü ve çok iyi döşenmişti. Bizim apartmanda böyle biryer olması çok garipti.
"Sen otur, rahatına bak. Üstüme bir şeyler geçirip geliyorum."

Kalbim geçirmesen de olur ,hiç zahmet etme canım demek isterken beynim bana rezil olursun geri zekalı diyordu. İkisinin arasında kalmışken sadece "Peki" demekle yetindim ve koltuğa oturdum. Film ve oyun koleksiyonu vardı. Benle dalga geçen Luke Skywalker'ın oyun koleksiyonu var. Tam yüzüne vurmalık.

Gelip yanıma oturduğumda hemen ona baktım. Saçlarını kurutmuştu. Altın gibi parlıyordu. Dağınıktı ama bu da ona çok yakışmıştı. Ayrıca o kadar yumuşacık gözüküyordu ki kendimi zor tutuyordum. Saçlarına durmadan baktığımı farkeden Luke biraz başını eğip "Oynayabilirsin" dedi.
"Gerçekten mi!"
İstisnasız yanına gidip bacaklarımı kırarak oturdum ve ona yastlanıp saçlarıyla oynamaya başladım. "Tanrım çok yumuşak, neyle yıkıyorsun?"

"Vay canına asıl sen neyle yıkıyorsun. Mükemmel bir vanilya kokusu var."
Saçımdan bir tutam eline alıp kokladı.
Gülümseyip yeniden düzgün oturdum. Utanmıştım. Biraz sessizlik oldu.
"Kampa kesinlikle geliyorsun,değil mi."
"Sen varsan kaçırır mıyım?" dedi sırıtarak.
Utançtan yerin dibine girmiştim. Daha fazla konuşamadım. Luke birden ayağa kalkıp "Unutmuşum" dedi. "Telefonun bende"
Şükürler olsun.

Telefonumu elimde hissettiğim anda içim rahatldı.Yeniden oturduğunda "Luke" dedim. "Bana o kadar saydırdın, bir sürü şey söyledin ama neden kendinde yüzlerce oyun var?"
Luke sırıtıp "Küçük bir sınav gibi bir şeydi o. Her kıza yaparım. Genelde tek amaçları beni ve paramı kullanmak olur. Bunları farkettiklerinde onlara ne kadar hakaret etsemde ah evet öyleyim falan derler. Ama sen öyle yapmadın." dedi ve bana baktı.
"Oyun oynadığımı nerden bildin peki."

"Üniversite bir,hukuk fakültesi. Benim öğrendiğim ve işim olacak şey bu Raven. Seni iyi gözlemleyip açığını bulmak. Haksızken bile kendimi haklı yaparım yani benimle kavga etmeye kalkma."

Gülümseyip yanımdaki yastığı ona attım ve "Hiç adil değil ama" dedim. O da gülerek yastığı tuttu.
"Hem koskoca üç ayı beraber hiç kavga etmeden geçirebileceğimize inanıyor musun?"
Yanıma yaklaşıp "Benimle kavga mı etmek istiyorsunuz hanımefendi?" dedi.
Çok fazla yaklaşmıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu ama kendimi toparladım.
"Çok önemli şeyleri unutuyorsunuz beyfendi." dedim alçak sesle.

İkimizde tam gözlerimizin içine bakıyorduk.Gözleri o kadar güzel di ki. Masmavi. Çokta anlamlı bakıyordu. Galiba bende ona. İkimzde çok garip şeyler hissediyorduk o an. Göğüsüm hızla inip kalkıyordu.
"Duruşmada değiliz ve evde avukatlığın bana geçmez"

Dudaklarımı ıslatıp "Ve en önemlisi..." dedim.Elimi kolundan eline kaydırarak elini tuttum ve kulağına doğru fısıldadım.

"Kadınlar her zaman kazanır."

-Devam Edecek-

Yalnız BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin