Yaz resmi olarak başlamıştı. Geçen yazdan beri tüm Kanada'yı gezecek kadar fırsatım olmuş ve birçok tablo ortaya çıkarmıştım. Evan'ın okuldaki bir senesi su gibi geçip gitmişti ve notları fazlasıyla yüksekti. Artık bir yetişkin olmaya hazırdık.
Akademi sınavımın sonuçları bugün elime geçecekti. 2 aydır yerimde duramamıştım. Ailem yavaş yavaş evdeki bazı eşyalarımı anı olarak saklamak için almaya başlamıştı bile. Salonda asılı bir kaç tablom, konsol odam ve oyunlarım. Hepsini bırakacaktım. James fotoğrafçılıkla profesyonel olarak uğraşmaya başladıktan sonra oyun oynamayı azaltmış ve sanırım kendine yeni bir ev tutup ailesinden uzaklaşmıştı. Hayatını kendi kendine düzene sokmaya başlamıştı. Piper ve Rose düğün planları kurmaya başlamışlardı. Ama bana tek bir sözü vardı; İlk önce o benim nedimem olacak.
Babam televizyonda yeni bir kanal keşfetmiş onu izliyordu. Annem ise bugün gelecek olan sınav sonuçlarım için üstünde adımın yazılı olduğu bir pasta hazırlayıp dolaba yerleştirmişti. Çıkardığı işten memnun görünüyordu. Ailede hafif bir kırgınlık vardı. Kızları Raven.. Dün o konsolun başında ömrünü çürüten ve yemek için sofraya kalkıp gelmeye bile üşenen Raven. Artık bir reşit olmak üzereydi. Doğum günümü Londra'da Evan ile kutlama planları yapmıştık. Fakat ailem de orada olacaktı. Eğer kazanırsam.
Evdeki büyük gerginlik kapının çalınmasıyla arttı. Annem üstüne bir tülü sardığı gibi kapıya koştu ve adamın yüzüne gülümseyip zarfı alarak kapıyı kapattı. İşte geleceğim annemin elindeki zarfta duruyordu.
Babam televizyonu kapattı ve hepimiz salondaki koltuklara yerleştik. Annem zarfı kendi açmak istediğini söyleyip bana vermedi. Heyecandan ölecektim. Sonunda zarf açıldı ve içinden bir kağıt çıktı..
"Raven Parker.. 2016-2017 yılları içerisinde Londra Sanat Akademisi 1. sınıf öğrencisi olarak Resim ve Fotoğrafçılık bölümünde %90 burs kapsamı içerisinde okumaya hak kazandınız. Kayıt işlemleri için 30 Haziran tarihine kadar akademimize bekleniyorsunuz. Sevgiler.."
Annem tüm bunları okurken göz bebekleri büyümüş ve okuması bitincede gözyaşlarını tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Önce babam gelip bana sarıldı ve tebrik etti. Ardından annem zarfı masanın üstüne bırakıp yanıma yaklaştı
"Umarım iyi bir ebeveyn olabilmişizdir hayatım. İngiltere'ye yerleşince bizi unutma, tamam mı? İstediğin zaman buraya gelip odanda kalabilirsin"
Sözleri beni çok etkilemişti ve o an kendimi tutamayıp ağlamaya başladım ve anneme sıkıca sarıldım. Eskiden onları umursamadığımı ve yeteri kadar değer vermediğimi o an farkettim. Artık büyümüştüm. Evden gidiyordum.
Annem pastayı çıkarmak için dolaba yöneldiğinde odama çıkıp Evan'ı aradım.
"Bebeğim geliyorum!!"
"Ne?? Sonuçlar açıklandı mı? Geliyor musun?"
"Hemde bu hafta geliyorum sevgilim. Umarım kendini bana yeterince hazırlamışsındır. Evi de tabii. "
"Ailenle konuşmuştuk canım onlarında geleceğini biliyorum ve ev tamamiyle hazır. Bir centilmen olarak iyi bir ev sahibi olmaya çalışacağım. Tabi bir de damat. "
Evan ile beraber yaşamak. Reşit olmak. İngiltere. Daha neler olacaktı acaba?
"Nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum Raven. Artık tamamen benimsin"
"Beraber yaşayacağız Evan. Beni bırakmayacağına söz veriyor musun?"
"Bu çocuk seni bırakacak birine mi benziyor? O hataya bir daha düşemem Raven Rogers Parker"
Annem kutlama için çağırdığında ekranı öpüp telefonu kapattım.
"O zaman hazırlıklara başlıyoruz. Sen valizlerini topla yeter tatlım. Bizde biletleri ayarlarız. Alacağın herşeyi al. Yanına para ve yedek ev anahtarınıda vereceğim onlarıda hatırlatırsın"
"Doğum günümden sonra hemen dönecek misiniz?"
"Belki doğum gününe kadar kalamayız birtanem. Babanın buradaki işlerine bağlı. Ama yanında olamasakta senin için süprizlerimiz olacak merak etme"
Birden yüzüm asılmıştı. Ailemi en azından 18 yaş partime yanımda görmek istiyordum. Sonrasında onlara yakın olmadığım bir şehirde müstakbel kocamla hayatıma devam edebilirdim. Ama doğum günüm hariç.
"Şşş Raven. Gül bakalım. Bugün senin günün canım. Üzülmene izin veremeyiz. Elimizden geleni yapacağımıza söz veriyorum. Kızımız yeni bir hayata başlıyor sonuçta hemen seni bırakacak değiliz"
Pasta ve limonatalarımızı bitirdikten sonra herkes hazırlık telaşına girmeye başlamıştı. Kapı çaldığında bu sefer açmaya ben gittim. Karşımda Lara ve Ally ile birlikte 3 kız daha vardı.
"Yardıma geldik kaptan"
"Haberi nereden aldınız?"
"Bu mahalleye giren çıkan her postadan haberimiz vardır cicim"
...
Sonunda gitme vakti gelmişti. Tüm hafta boyunca hazırlıkları halletmiş ve çevreyle vedalaşma işininde sonuna gelmiştik. Havaalanına kadar Ally ve Lara da bizimle geleceğine söz vermişlerdi. Piper'ın gitarını ve Evan'ın ayısını onlar taşıyorlardı. Havaalanına geldiğimizde annemler valizleri bagaja vermek için gittiklerinde son vedamızı gerçekleştirdik
"Vay be. Raven Parker. Bizi ziyarete gel arada fıstık. Sonuçta ailen burada. Onları da unutmazsın heralde!"
"Tabiiki geleceğim. Sizler olmasanız buradan gidemezdim bile. Tüm yardımlarınız için çok teşekkürler kızlar. Böyle bir şehirde sizin gibi insanlara rastladığım için çok şanslıyım."
"Lafı mı olur. Belki bir gün hep beraber bir sergi açarız. Açılış grubu olarak sevgilimi bile çağırabilirim"
Sevgilisi mi? Olmuş muydu?
"Siz? Başladınız mı "
"1 ay oluyor. Söylemek için bugünü bekledim Raven. Gitmeden önce biraz neşelenirsin diye. Arkanda bir bakire bırakmıyorsun "
Hep beraber güldük. Fakat bu gideceğim gerçeğini değiştirmiyordu. En azından duygusal anı kısa tutabildik. Vedalardan nefret ediyorum.
"Ünlü olmadan bu topraklara adımını atamazsın Çekici Ressam. Hadi git ve Londra'da tüm paranı sömür "
Aileminde seslenmesiyle son kez vedalaşıp uçağa doğru yol almaya başladım. Önümüzde uzun bir yolculuk bizi bekliyordu. Geri dönüşü olmayan bir yolculuk.
Hoşbulduk Baker caddesi yolları..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Başına
Novela JuvenilHiç kimseyle anlaşamayan. Kendinden başka kimsesi olmayan Raven hayata küsmüştü. Kimse ona adıyla seslenmezdi, sadece asosyal derlerdi. Hep alay konusu olur, hakaret edilirdi. Tek kaçışı oyunlarıydı, interneyti. Orda çokta tanımadığı birsürü arkadaş...