Artık her sabah gözlerimi açtığımda Evan'ı görüyordum ve bu çok hoşuma gidiyordu. Güne koskocaman bir gülümsemeyle başlamamı sağlıyordu. Bu sabah ikimizde çok yorgun olarak kalkmıştık. Dün çok yorucu geçmişti, akşamın geç saatlerine kadar evi düzenlemekle uğraşmıştık.
Ayağa kalkıp perdeleri açtım ve dışarı baktım. Yağmur yağacağa benziyordu. Evan "Kör oldum" dediğinde gülümseyip yanına oturup elini tuttum. "Günaydın"
Dudağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra üstümü değiştirip yüzümü yıkadım ve saçımı taradım. Evan yatakta yatmış beni izliyordu. Kalkmaya gönlü olmadığı belliydi. Mutfağa kahvaltıyı hazırlamak için indim. Hızlıca iki ekmek kızartıp üstüne avokado sürdüm ve kahve yaptım. Kupalarımıza kahveyi döktükten sonra masaya koydum ve yemeye başladım. Evan'da inmişti. Yemeğimizi yedikten sonra tabakları yıkadım ve koltuğa uzandım. Evan zarfları almak için aşağı inmişti. Geldiğinde yanıma oturup birkaç zarfı sehpaya koydu. Elinde bir davetiye vardı. Heyecanla elime alıp okumaya başladım. "Sevgili Evan Rogers ve Raven Parker. Sizi düğünümüzde görmekten mutluluk duyarız!" . Altında da Piper ve Rose'un isimleri yazıyordu. Birden ağlamaya başladım. Kesinlikle mutluluk gözyaşlarıydı. Evan gülümseyip sarıldı ve "Görünüşe göre ufukta Miami'ye iki bilet gözüküyor ha?"
...
Miami'ye gelmiştik. Tören kumsalda olacağı için Piper ve Rose bütün konuklara odalar ayarlamışlardı. İkimizde hazırlanmış saati bekliyorduk. Daha vardı ama tanıdıklara bakmak için erken inecektik. Piper'a da yardım edecektim.
Camdan manzarayı izlerken Evan belimi kavrayıp başını omzuma koydu ve "O kadar güzel olmuşsun ki" dedi. Ona doğru döndüğümde beni baştan aşağı süzüp gülümsedi. "Seni gelinliğin içinde hayal ediyorum da... güzelliğinden bayılırım herhalde."
"Parmağımda tek taşı görmeden bir şey söyleyemeyeceğim" dedim. Evan karnımı gıdıklamaya başlayıp "Emredersiniz" dedi. Evlilik olaylarını ne kadar geleceğe bırakmış olsakta son günlerde Evan evlilikten çok bahsetmeye başlamıştı. Ne zaman beni güzel bir yerlere götürse birden o kırmızı kutuyu çıkaracak diye yüreğim ağzıma geliyordu.
"Zaman geldi Raven"
Makyajımı son kez kontrol ettikten sonra çıktık. Evan kumsala inerken ben ilk katta inip Piper'ın odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp açtığımda önümde bembeyaz mükemmel bir gelinliğin içinde, yüzündeki koskocaman gülümsemesiyle duran en yakın arkadaşım Piper Grace'i gördüm. Bana baktı ve "Çok güzel olmuşsun fıstık" dedi. Kendimi tutamadım, ağlamaya başladım. Onu gelinliğin içinde görmek bende çok farklı duygular uyandırmıştı. Kendimi durdurmaya çalışsamda başaramadım. Piepr'da ağlamaya başladığında birbirimie sarıldık. "Çabuk sil o göz yaşlarını makyajın bozulacak"
Gülümseyip "Bayan sulu göze dönüşeceğimi bildiğim için dayanıklı rimellerden almıştım" dedim. Piper yaşlarını bir peçeteye sildikten sonra "Rose hala makyajını yaptırıyor. Tam bir diva" dedi ve koltuğa oturup manzarayı izlemeye koyuldu. O da buralara kadar geldi için çok mutlu gözüküyordu. Bu noktaya varabilmek için çok acılar çekmişti ama yolun sonundaki başarısı her şeye değerdi. Bunu o da biliyordu. Bir kaç dakika sonra Rose gelidi ve Piper'ı yanına oturup derin bir oh çekti. "Sonunda hazır olduğumuza inanamıyorum"
Piper Rose'un elini tutup "Çok az kaldı sevgilim" dedi. "Sonunda mutlu sona geldik"
Onları böyle görmek çok hoşum gidiyordu. Kısa bir muhabbetten sonra içeri bir kız girip "Başlıyoruz hanımlar, hazır mısınızbakalım!" dedi ve yanıma geldi. Piper ve Rose ayağa kalkıp derin derin nefes laıp vermeye başladılar. İşte başlıyorduk. Kapıyı açıp koridora çıktık. Piper'a bir kez daha sarılıp "Arkandayım Pipes. Yak geç ortalığı" dedim. Gelen kızda Rose'un en iyi arkadaşı olmalıydı, onuda nedime olrak seçmişlerdi. Piper'ın eteğini ben Rose'unkini de o kaldıracaktı. Kızla birbirimize bakıp gülümsedik ve etekleri tuttuk. Biz yavaş yavaş yürürken kumsala açılan büyük kapı açılmıştı. Birsürü insan bizi izliyordu. Müzik çalmaya başladı ve insanların ortasından nikahın ku-ıyılacağı kürsüye çıktık. Piper ve Rose birbirlerine dönük dururlarken kimiz çarpraz durarak beklemeye başladık. Müzik durduğunda herkes oturdu ve tören resmen başladı.
Rahip gelinlere yaklaşıp kitabını açtı ve konuşmasına başladı. Uzun bir konuşmadan sonra zaman gelmişti. Rahibin söylediklerini harfiyen tekrarlayıp birbirlerine aşklarının yeminini etiler. Sıra bize gelmişti. "Siz Donna Love. Çiftimizin birlikteliğine şahitlik ediyor musunuz?"
"Ediyorum."
"Siz Raven Parker. Çiftimizin birlikteliğine şahitlik ediyor musunuz?"
Tüm kalbimle "Ediyorum" dedim. Piper yaşlı gözlerle bana bakıp gülümsedi. Rahip son olarak kısa bir dua okudu ve tören tamamlandı. Piper ve Rose birbirlerine sıkıca sarıldılar ve tüm konuklar ayağa kalktı. Piper kendine çeki düzen verip ortaya geçti ve "Eğlenceye hazır mıyız mileet!" diye bağırdı. Konfetiler patladı ve dans müziği çalmaya başladı. Herkes mutluluk çığlıklarını attıktan sonra piste yöneldiler ve eğelence başladı. Piper'da dans ederek piste giderken Rose rahibi kolundan çekiştirerek piste götürmeye başladı. Adam başta pek istekli durmuyordu ama Rose'un vazgeçmeyeceğini anladığında o da gülümseyip piste yöneldi.
Evan beni beklemişti. Yanına gidip "Dans edelim mi Romeo?" diye sordum ve elimi uzattım. Evan elimi tutup öptü ve selam verir gibi eğilip "Memnuniyetle" dedi. Bu gün mükemmel geçecekti.
...
Akşam olmuştu. Herkes içkiler içip ölesiye dans etmişti. Şimdi ise düğünlerin en sıcak kısmına gelmiştik. Herkes kumsala yayılmıştı ve ateş yakılmıştı. Evan'la birbirimize sarılarak oturuyorduk. Piper ve Rose saçlarını toplamış yelekler giymişlerdi. Çoğu erkek kravatlarını çıkarmışlardı. Piper ve Rose'u yakınları ayağa kalkıp kalplerinden ne geçiyorsa söyleyip kadeh kaldırdıktan sonra oturuyorlardı. Şuan Rose'un erkek kardeşi konuşuyordu ve Rose gerçekten çok fuygulanmıştı. Kardeşinin konuşmaysı bittiğinde yaşlı gözlerle sarıldı ve geri oturdu. Kendimi tutamayıp ayağa kalktım. Piper ayağa kalktığımı gördüğünde çok sevindi. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama amaçta buydu zaten. O an kalbinden ne geçiyorsa söylerdin.
"Bizim Piper ile yıllara dayanan bir arkadaşlığımız yok ama çok kısa zamanda çok şey paşlatık biz. Birbirimizi çok sevdik, koruduk kolladık. Hiç birbirimizden ayrılmadık. Bütün acılarım, dertlerim sıkıntılarım Piper'ın yanında geçti. Bu yaz onunla tanışmasam ne yapardım gerçekten bilmiyorum. Benim Pipes'ımı burada, gelinliğin içinde görmek o kadar harika bir duygu ki anlatamam. Kolu dövmelerle dolu kızıl kafa garip biri gözükse bile içinde pamukşeker kadar yumuşak ve tatlı biri yatıyor. Tabii bazen içinden canavarda çıkabiliyor ama pembe bir canavar. O halleri bile tatlıdır onun. Uzun lafın kısası, Piper ve Rose Grace. Sizin adınıza gerçekten çok mutluyum ve ömrümün sonuna kadar sizin yanınızda olacağımı bilmenizi istiyorum. Sizi seviyorum"
Piper konuşmamın yarısında ağlamaya başlamıştı. Herkes kadehini kaldırıp "Yaşa Raven" dediler. Piper ve Rose ise ayağa kalkıo bana sarıldılar. Piper kulağıma "Seni seviyorum arkadaşım, iyi ki yanımdasın" diye fısıldadı. Gülümsedim ve Evan'ın yanına geri oturdum. Rose göz yaşlarını silip "Bu kadar hüzün yeter millet! Hadi eğlenmenize bakın" dedi. Küçük gruplar oluştu ve muhabbat başladı. Piper ve Rose'da misafirleri dolaşıp konuşmalara katılıyorlardı. Evan ile teknik olarak baş başa kalmıştık. Yanağına bir öpücük kondurup "Sana önemli bir şey söylemem gerek" dedim. "Hmm. Dinliyorum bakalım prensesim"
Elini tutup gözlerinin içine baktım. Bu karı vermek benim için çok kolay olmamıştı, çok düşünmüştüm her şeyi hesaba katmıştım ve artık emindim.
"Hani sana üniversite bittikten sonra New York'a geri dönüp kendime bir stüdya açacağım orada sektör daha hızlı işliyor belki sende yanıma gelirsin falan demiştim ya"
Evan meraklanmaya başlamıştı. Gözlerini kısıp "Evet..." dedi. Derin bir nefes aldım.
"Vazgeçtim. Senin yanına kesin olarak taşınmaya karar verdim. Okullarımız bitince iş rahatlıkla buluruz. Aynı planlarımı burada da gerçekleştirebilirim. Belki daha sonra tek katlı şirin bir eve bile çıkarız. Annemlerden izin aldım,sevindiler bile. Her şey çok güzel olacak Evan, çok"
-Devam Edecek-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Başına
Teen FictionHiç kimseyle anlaşamayan. Kendinden başka kimsesi olmayan Raven hayata küsmüştü. Kimse ona adıyla seslenmezdi, sadece asosyal derlerdi. Hep alay konusu olur, hakaret edilirdi. Tek kaçışı oyunlarıydı, interneyti. Orda çokta tanımadığı birsürü arkadaş...