Bölüm-1

3.2K 118 27
                                    

Konichiwa minna. Arkadaşlarım burada Sakamakilerin aile canlılığını ortaya çıkarıcaz.

-Kızım hadi gel uçağa yetişemiycez.

-Tamam baba.

Ohh. Galiba direk konuya atladım diğilmi. Özür dilerim. Kendimi bir tanıtayım. İsmim Nyota Collins. 16 yaşında bir Amerikalıyım. Ama size bir sır vereyim ki amerikalılara zerre benzemiyorum. Biraz asyalılara benziyorum. Aslında galiba genlerimizdemi varmış ne. Neyse ne. Saçlarım açık kahve renginden kırmızıya dönmek istiyo ama izin vermiyorum. Yem yeşil gözlerim var. Birde küçük sır açayım vampirleri andıran bir dişlerim var. Aslında vampirlere bayılıyorum. Vampir olmak isterdim ama ben olamazdım. Galiba her kesin nereye gidiyorsun sorularını sorduğunu duymaya başladım. Ben tam 1 yıl önce Japonyaya ayrı bir sayqı göstermeye başlamışdım. Ve o kadar sevmişdimki dersden sonra kursa gider Japonca öyrenirdim. Sonunda başardım o kadarda iyi bilmesemde yani bir Japon gibi eh yani diye bilirsiniz. O yıldan beri babama Japonyada okumak için yalvarıyorum. Kızımızı gözümüzden ayırmarız derdiler başka bir şeyde yok. Ama tam 1 ay önce babamdan doğum günümde bunu isterken itiraz edemedi ve izin verdi. Canım babam onu çok seviyorum. Bana daha küçükken anahtar semböllü kolyede almışdı. Üzerinde Chiyone yazıyordu. Sonsuzluk demekmiş. İşde beni havalimanına götürmek için çağırıyo. Aslında şöför de götüre bilirdi ama kendi götürmek istedi. Annemin arkadan ismimi söylemesiyle geriye döndüm.

-Kızım uçakdan iner inmez. Beni ara. Senden çok endişeliyim. Lütfen beni öldürme ve hep olduğu gibi unutup yüreğimi düşürme.

-Tamam anne. Sizi özlüycem.

-Hey ufaklık kendine iyi bak. Anne ya hala neden izin verdiyinizi düşünüyorum.

-Ya abi ya. Schott lütfen sinirlendirme.

-Kızım İlacını aldınmı?

-Evet anne tüm ilaclarımı çantama atdım. Endişelenme.

-Nasıl yapayım, kızımı ilk defa evden uzakda bir yerde düşünmek zor.

-Hadi uçağı kaçırıcan.

Babamın arabasına bindim ve pencereden aileme bye hareketi yapdım. Sonra babam konuşmaya başladı.

-Kızım hiç kimseyle fazla konuşma. Senin için ayarladığım evden çıkayımda gezeyim deme. Yoksa sapık mapık. Her neyse. Kendine iyi bak olurmu babasının tilkisi?

-Tamam baba. Teşekkür ederim her şey için.

Aslında okulun yatakhanesinde kalmak daha iyi olurdu. Çünki yalnız kalmakdan korkarım. Çok korkuyorum evde yalnız kalmakdan. Kolyeme bakarak sözün anlamını düşündüm. Acaba neden sonsuzluk. Neden bu söz. Başka söz yokmuydu.

«---»

Uçağa bindim. Ve hemende telefonumu uçak rejimine aldım. Uzun yol olmuycak diğildi. Aslında şimdi düşünmeye başladım nasıl bir hayatım olucakdı. Gerçekden baş ede bilicekmiydim. Tanımadığım şehrin yollarında kendi başıma. Pilotun kemerleri bağlayın diye emrini duyunca hemen yapdım. Aklıma şimdi geldide galiba ben onları fazladan çok özlüycem.

«---»

Uçakdan iner inmez telefonumu açıp normal moda koyarken annemelerin 38 defa aradığını gördüm. Hemen aradım ve cevap verdim. Konuşmamızı sonlardırdığım anda havalimanında etrafıma bakmaya başladım. Gerçekden artık korkmaya başlamışdım bile. Eşyalarımı aldım ve dışarı çıkdım. Taksiyle gitmiycem. Beni aldatır. Otobüsle gidicem. Yola çıkdım ve otubüsün gelmeyini bekledim. Acayip başım ağrıyor. Galiba yine şu sorunlarım başlıyor. Otobüs gelir gelmez bindim ve bir kızın yanında oturdum. Kız benimle konuşmaya başladı.

-Merhaba ismin ne?

-Nyota. Sizin?

-Leiko. Tanışmama sevindim. Siz amerikalısınız ve galiba buraya yeni geldiniz.

-Evet. Okumak için. Peki siz?

-Ben zaten orda okuyorum.

-O zaman bir okulluyuz.

-Şey Nyota-chan burnun kanıyor.

Zaten hiss etmişdim. Bu günde beni utandırdı burnumun kanaması. Kötü lan tam 6 aydır burnum nerdeyse her gün kanıyor. Hemen mendil aradım buldum ve burnuma tutdum. İlacımı aramaya başladım. Kahretsin bulamıyorum. Başım dönmeye başlayınca otobüsü hemen bilmediğim bir yerde durdurdum ve indim. Başım dönüyordu. Leikonun kendine iyi bak kelmesini duyunca bende cevap verdim ama kendimi şu an iyi hissetmiyorum gerçekden. Büyük bir villanın olduğu yolun ortasında dona kalmışdım. Artık gerçekden kötüleşiyorum. Burda bayılıcam. Ama bir şey yapmalıyım. Gözümün artık ağır bir karanlık getirdiyini görüyordum. Hemen etrafda başka ev olmadığından o villanın kapısına koşdum ve kapıyı çalmam 1 saniye sürmediki kapıyı gözlüklü biri açarak bağırmaya başladı.

-Shu bu o. O döndü.

-Çok özür dilerim beni karıştırıyorsunuz ama ben gerçekden kötüyüm. Yardım edin bana..

Son sözümü söylememle bayılmam bir oldu. Gerisini hatırlamıyorum desem galiba yalan olmaz.

Nasıl arkadaşlar umarım beğenirsiniz. Sayonara

DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin