DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİ

Bölüm-11

Ve 11 ci bölümle karşınızdayım. Spoiler istermisiniz? İstermisiniz? Chiyonenin hayatıyla ilgili bilgi vereyimmi? Daha okuyun sonra:-):-):-) Ayrıca size sağlık olsun, ama ben 2 haftadır çok güçlü baş ağrısı geçiriyorum.

Gözlerimi açmadan önce sesler duymaya başladım. Abilerim bir şey konuşuyordu.

-Sizce noldu?

-Bilmiyorum ama travma almış.

Bu seslerin güvenli sesler olduğunu görünce gözlerimi açdım.

-İkiz-chan uyandın!

-Öldürmüyceksiniz beni diğilmi? Ölmüycem diğilmi? Yaşıyıcam? Sonum o resimdeki gibi olmuycak diğilmi?

-Ne öldürmesi Chiyone?

-Orda. Resimde. Beni. Öldürüyordunuz. Sonrada. Bakıyordunuz.

-Neden kelimelerinin tek tek söylüyorsun başdan her şeyi anlat.

~~~~~~~~~

-Sen hiç kimseye inanma tamammı? Seni bırak öldürmek zarar bile veremeyiz. İstersen bu gün okula gelme.

-Yok Reiji-san. Gelicem. Fazla bir şey olmadı ki. O zaman siz odamdan çıkın üniformamı giyeyim. Saat kaç?

- saat 4. Daha 1 saatdan çok zamanımız var. Çok endişelenme. Ve okulda da canını sıkma. Sana bulaşan olursa görmezden gel. Ayrıca sınıf öğretmeniniz senden güzel şeyler konuşdu. Japonca kusursuz konuşuyormuşsun. Biz gidelim. Yatağımın iki tarafında oturan Kanato ve Ayato kalkdı. Laitoda yatağımın aşağısında oturmuşdu. Hepsi çıkıp gitdiler. Şimdi aklıma geldide. Şu ilacımı çantama koyayım. Birden yine bir şey olursa yanımda olsun. Olanları düşünerek üzerimi değişdim. Tam saçımı toplarken gözümün önüne bir hayel mi desem. Bilemiyorum işde geldi. Mor elbiseyle evde gezerken Ayato beni ısırıyor. Sırasıyla hepsi. Gücüm kalmadıkda büyük balkona çıkıyorum. Bana yaklaşmaya devam ediyorlar. Sonra ben korkuyorum ve arkaya giderken ayağım kayıyor ve yukarıdan düşerek ölüyorum. Ya git kafamdan. Ne ölmesi ya. Daha hiç yeni oynumu bile bitiremedim. İşimi bitirdim ve aşağı inerek televizyonun önüne geçdim. İnternetden bağlana bildiyim için hemende Youtube yi açdım ve Cry baby şarkısını koyarak biraz dinlenmeme bakdım. Tabiki her kes etrafıma toplandı. Aslında güzel şarkı. Ezbere biliyorum. (Mutlaka izleyin). Kafamı tutarak mutfağa yürüdüm. Su içmek istiyordum. İçdimde. Ama bardağı yerine koyacakken kulağıma "Yalnış yapdın" diye ses geldi. Bardağı elimden düşürdüm ve kırıldı. Temizlikçi bana yakınlaşdı.

-Prenses. İyimisiniz?

-Evet. Evet. İyiyim. Yerdeki büyük bardağın kırıklarını toplarken bana izin vermediler.

-Olmaz. Öğle şey ya. Kendim toplarım.

-Noldu Chi-san.

-Hiç bir şey. Sizide iyice tedirgin yapıyorum. Çok özür dilerim sizdende. Gerçekden özür dilerim.

-Ne tedirgini ya? Hadi gel okula gitme vakdi.

+-+-+-+-+-+-+

-İyisin diğilmi?

-Evet iyiyim. Siz merak etmeyin. Çantamı dolapıma koyarak cevap verdim. Albumümü aldım. Ve ders kitaplarımı. Doğruca sınıfa gitdim.

-Konichiwa Chi-san.

-Konichiwa Aya-san. Naber?

-İyiyim. Ama sen pek iyi gözükmüyorsun. Tenin beyazlamış kalmış.

-Sabahdan beri başım ağrıyor. Beyazlar işde.

-A merhaba. Chi.

-Merhaba Kei. Napıyorsun?