Medya çok güzel. Ama Azusa çıkdım lan. Eğer 1 ay önce doğsaydım Laitoydum. Diğerlerinide takmadım. Esas olan Laitoydu oda gitdi.
Sizin için bir şey derledim. Yani kısa bir şey her kesin Chi ni nasıl çağırması gibi. Birde o onları nasıl çağırıyor.Reiji- disiplin manyağı, bay gözlüklü.
Ayato-abi.
Shuu-uykucu vampir.
Kanato-psikopat Kanatom.
Laito: Laito-chan. İkizim.
Subaru: Subaru-chan.
Ruki- akıllı çoçuk.
Yuma-domates kafa.
Kou-pikachu kafa, kanalizasyon faresi.
Azusa-yara bandı.Peki her kes Chini nasıl çağırıyor?
Reiji-Chiyone, suçlu, Kawai.
Ayato-küçük kız kardeşim.
Shuu-Mız-mız.
Kanato-abla, Chi-san.
Laito-İkiz-chan.
Subaru-abla.
Ruki-sonsuzluk kızı.
Yuma-Neetin kız kardeşi, soylu ağır abilierin prensesi.
Kou-Chi-chan, M-neko-chan.
Azusa-sonsuzluk kızı.Saat sabahın beşi. Ve ben az önce balkondan kaçıyordum. Ne yapsam? Ama tam bu an kapım gizlice açıldı ve içeri Ayato girdi.
-Nasılsın?
-Kötü.
-Ne istersin senin için getireyim?
-Hiç bir şey.
-Noldu ama?
-Bilmiyorum.
-Peki. Ben gidiyorum.
-Tamam. Ayato sessiz tarzda odamdan çıkdı. Bende kendime ne yapayım derken saçımı kesmek aklıma geldi. Tümüyle kessem nasıl olur? Ya da Laito gibi yapayım. Güzel onun yerine haraket ederim. Yok lan sonra Reijiye katlanamam. Ya ne yapsam. Canım patlamak üzere. "I Love everything you do" bu cümle en sevdiyim cümledir. Ama abi ne yapayım. İyisi biraz uyumaya çalışayım. Sevgilim olmadan nasıl uyku tutar beni. Ben Shikoyu parçalarken beni Kou tutdu diğilmi? Bu çoçuk gerçekdenmi beni seviyor yoksa rolmü? Öğreniriz bir kere.
~Sabah~
Oh merhaba internetsiz sabah. Bu gün keşke çabucak geçse. Ölüyorum gerçekden. İyi bari kalkayımda bir yüzümü yıkıyayım. Ordan çıkdım ve aynamın karşısından geçerken gördüğüm şeye inanmadım. Geri döndüm ve yeniden bakdım. Bu ne lan? Tenim!!! Olamaz. Yüzüm bembeyazdı. Solmuşdu. Gözlerimin çukurları daha çok siyahlaşmışdı. Gözlerim bir farklıydı. Sanki parlıyordu. Ve dudaklarım soğuk pembe tonlarındaydı.
-ANNE!!!! Açın kapıyı. Sormam gerekenler var. Reiji aç gerçekden. Bu ne. Öldüm gece qaliba. Olamaz. Ölüyüm diğilmi?
Kendime konuşuyordum. Birazdan Reiji geldi.
-Yine sabah kalkmış anneni çağırıyorsun?
Çok ağır çekimde arkaya döndüm ve Reijiye bakdım.
-Suratımın hali ne?
-Artık zaman az kaldı, o yüzden böğle oluyorsun. Ne güzel gözlerin parlıyor, artık ruj kadar güzel dudakların var ve her kızın dilediği tonlarda bir cild rengin. Ne istiyorsun ki?
-Kesin öldüm gece değilmi? Uykumda ölüm geçirdim. Kalbim atıyormu acaba? Bir baksana. Bileğimden hep kalbimi dinliyordular.
-Kalbinin sesi kulağımı delicek tarzda atmakda. Ölmedin. Hadi ben gidiyorum. Sözünü bitirir bitirmez gitdi. Ama hiç yemekden bahs etmedi bu bana. Tam düşünürken kapı nazik şekilde vuruldu ve içeri odamı toplayan temizlikçi yemekle geldi.
-Prensesimiz Reiji bey bunları size vermemizi istedi.
-Ne? Bu ne ya? Ne nutella var ne sosis var nede yumurta!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİ
VampireO kadar karmakarışık bir hikayem varki, burda yazılanlar sana hiç bir şey anlatamaz....