DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİ

S*2 B*3

Sizi üzmek istemem. Hiç biriniz yüzünden kötü diğilim. Birazcık problemlerim var.

Eve geldiğim gibi bir kaç vampir önüme çıkdı.

-Bizi Lord Ferid gönderdi. Sizin için...

-Biliyorum. Size söylediğim şeyi yapın. Arkası uzun önü kısa, siyah ayakkabı, beyaz uzun çoraplar, ve siyah kurdeleler. Ha pelerini unutmayın.

-Ama ölçüleriniz..

-Bir dakika.

Odama gitdim ve babamın yarın olucak tören için gönderdiği elbiseyi onlara verdim.

-Bunun ölçülerine göre dikin.

Odama kalkdım ve düşünmeye başladım. Ben bu moruklarla ölücem. 14 yaşlı kraliçe, 33 yaşlı lord, 25 yaşlı kaslı sapık. Karar aldım. Benim hep yapdığım nedir? Kaçmak! Kaçıcam. Kou'yu, abilerimi özledim. Bu moruklarla geçiricek boş zamanım yok. 2 gündür elime tablet bile alamadım. Akşamı beklemeliyim.

~~Gece~~

Çok göze çarpmamak için siyah bir şeyler daha doğrusu siyah kapşonlumu giyinmişdim. Aşağı indim ve kapşonumu kafama geçirdim.

-Prenses. Nereye gidiyorsunuz?

-Sana ne?

-Beni bilgilendirmeniz gerekir. Babanız söyledi.

-Cehenneme!!!

Sinirle evden çıkdım ve onları görürken neler olucağını hayel etdim. Kou beni kucağına alıcak bolca öpücekdi. Kaçmaya başladım. Çünkü artık köprüyü geçiyordum. Tüneli görmek üzereydim. Tünele ulaşdım ve tam giriyordum ki..

-Aha! Chiyone-san. Nereye gidiyordun?

-Sen nerden çıkdın be? Sanane!

-Yoksa bilgimi sızdırıyorsun?

Feridin söylediklerinden çok sinirlenmişdim.

-Ne saçmalıyorsun sen?

-Doğrumu söyledim? Ahah demek bu yüzden insanları..

Onu boğazından tutduğum gibi tünelin duvarına vurdum. Pis sırıtan yüzünü bozmadan bakmaya devam etdi.

-Ne o yoksa kaçıyormuydun?

-Sen kimsin be? Seni parça pin..

-Hiç bir şey yapamassın. Şu an gidip kaçdığınla ilgili bilgi vere bilirim.

-Kadınmısın lan?

-Ama seninle anlaşma yapa biliriz. Sonuçda senin öğretmenin benim kim kendi öğrencisini ispiyonlamak ister?

-Ne anlaşması?

-Benim söylediklerim gibi hareket ediceksin.

-Nasıl?

-Eğer otur dersem oturucaksın, kalk dersem kalkıcaksın. (Yanlış anlaşıldı).

-Senin kafanı keser bayrak yaparım.

-İnan bunu bende istemem.

-Senin ispiyonlayacak hiç bir şeyin yok. Çünkü ben bıkarak evime, abilerimin yanına kaçıyordum. Git söyle bakalım.

-Yalan söylemediğini nerden anlaya biliriz?

-Çakalsın.

-Hahaha Chiyone-san! Çok sinirlisin düşünmeden hareket ediyorsun. Buda kötü sonuçlar...

Onun kolunu bükerek fısıldadım.

-Beni hiç kimse ne kullandı, ne de bana emir verdi. Bunu düşünenlerde yapdıramadan öldüm. Yani şu an seni öldürürsem değişicek tek şey var. O da bir çakal silinicek.